Andy Warhol Sunar: Flesh, Trash & Heat



Neredeyse 40 yılı deviren bu üçleme, yönetmeni Paul Morrissey'den çok, Andy Warhol'la birlikte anılıyor, ben de geleneği bozmadım.. İff, üçlemeyi göstermişti (2003'tü galiba..) ve fakat ben kaçırmıştım: Sonrasında izlemeyi sürekli erteledim: Karar verdiğimdeyse amazon.com'dan dvdlerim beklediğim tarihlerde gelemediği/tedarik edilemediği için üçlemeyi 1, 2, 3 olarak diil de, 1, 3, 2 olarak izlemek zorunda kalmıştım: Yorumlar da filmlerin kronolojik sırasıyla diil de, izlediğim sırasıyla olacak..

Flesh:
Film, Warhol'un Sleep'ine benzer bi sahneyle açılıyor ve bikaç dakika sonrasında uyanıyor Joe (Sleep'in ziplenmiş halini izlemiş hissine kapılıyorsunuz: Ben kapıldım misal..)
Sonraki sahneyi es geçiyorum, zira bence filmin en etkileyici sahnesi: En sonn değinicem buna..
Joe, erkek bi fahişe: Birlikte yaşadığı abla, sevgilisinin kürtaj parası için Joe'dan yardım istiyo: Joe da işe çıkıyor: İlk "iş.."i -yine, Warhol'un Blow-Job'unu çağrıştırıyor-
eylemin gösterilmeyip, sadece oral seks yapılan adamın yüzünü göstermesi şeklinde..
Joe'nun sonraki işi, yaşlı bi adamın onun fotoğraflarını çekmek istemesi oluyor: Ki, enn yüksek ücreti de bu işten alıyor: Berbatbi tiradın/Joe'nun modellik kariyerine yapılan göndermelerin ardından sıra, fotoğraf çekimine, eskiz çizimlerine geliyor..
Sonraki işiyse, yine bi oral seks oluyor: Ve fakat o da ne: Factory'nin kült figürlerinden Candy Darling de filmde..
Bi yere daha uğrayıp, eve dönüyor Joe.. Üçü birlikte uyuyor..
Filmin dvdsindeki ekstra sahneyse, Joe'nun saçının kesilmesiyle açılıyor, alışıldık/bildik Warhol-Morrissey evreni diyaloglarının ardından Joe yine modellik yapıyor, telefon çalıyor, çekim yarıda kalıyor..
Filmin en güzel sahnesiyse, kesinlikle Joe'nun "baba.." halüsinasyonu.. Çok güzel, fecii etkileyici..

neysse,, hala provoke edici, hala özgün, hala camp bi iş Flesh..

Heat:
Film, Sunset Blvd.. parodisi şeklinde ilerliyor; bu parodi özellikle Sunset'teki Norma Desmond karakteri üzerinde yükseliyor: Sally, Norma'nın çok daha manik-depresif hali ve Sylvia Miles'ın şahane oyunuyla camp bi ikona dönüşüyor..

Joe'nun yalnız bi halde ucuz bi motele taşınmasıyla film başlıyor: Ücreti daha da düşürmek için motelin patronuyla kırıştırıyor-
ve fakat bi hayal kırıklığı da burada baş gösteriyor: Zira film oto-sansüre uğramış gibi: İlk filmdeki çıplak (nü demedim..) sahnelerden eser yok: Yönetmenin tercihidir filan diye düşündüm ama, ilk filmdeki estetiğe alışan gözler, bu film için de böyle bi beklenti içine giriyor, ve açıkçası "bu.." hali hoş diil.. Biz seni böyle mi sevdik Paul??
Abarttım farkındayım, neysse,, Jessica'nın annesi motele geliyor: Bu Jessica ablamız da, hangi ara üçlemeye dahil oldu bilmiyorum ama, hikayesiyle ilk filmdeki Geri'yi fazlasıyla (ötesi..) andırıyor.. Annenin gelmesiyle filme de renk geliyor açıkçası: Hakkaten olağanüstü bi şevkle oynuyor Sylvia Miles..
Enseste göz kırpan ilişkileriyle iki erkek kardeş de filmin çerezlerinden..
Jessica lezbiyen ve fakat annesi bunun gelip geçici bişii olduğunu söylüyor ve filmin ortalarından sonra, Jessi iki kardeşten elbise giymekten hoşlanan ve ulu orta mastürbasyon yapan abimize oral seks yapmaya başlıyor-
zaten film boyu fecii plastik haliyle bünyemi "bi siktir git.." diye sayıklatan Jessi'ye okkalı bi küfür savuruyorum..

Gayet eğlenceli bi iş Heat: Açılış ve kapanıştaki müzikse çok güzel..

*: Dvd ekstralarındaki 3 kısa filmdense All Aboard the Dreamland Choo-Choo oldukça etkileyici..

Trash:
Film, Flesh'in devamı olarak onunla benzer temalarda dolaşıyor-
heat'se, çıplak sahnelerdeki oto-sansür yüzünden tuhaf bi deneyim olmuştu benim açımdan: Ama Trash, bu konuda Flesh'le aynı özelliklere sahip-
açılış sahnesinde vuruluyoruz hemen: Meğer Joe'nun bel gamzesi varmış: ahah, üçlemenin diğer filmlerinde böylesi bi güzellikten bizi mahrum bırakan Paul'u kınıyorum buradan..
Ve fakat Murphy yasaları devreye girdiğinden olsa gerek: Bu filmde, Joe'nun yüzünde fecii sivilce görmekteyiz..

Film, Joe'nun ilk filme oranla daha da düşmüş bi dönemini anlatıyor (Heat'teyse daha (da..) düşmüş bi Joe karşılıyordu bizi..)
Transseksüel Holly'yle aynı dairede kalıyor Joe: Film de ismini bu daireden alıyor: Zira, bütün eşyalarını çöpten alıyorlar: Joe, uyuşturucu almak için işe çıkıyor; Heat'te kocaman bi rolde karşımıza çıkacak olan Jessica'yı isimsiz bi zengin kız olarak görüyoruz-
filmlerin en keyifli yönü de bu: Üçlemede, Fabrika simalarının farklı isimlerle de oynasalar, iki film arasında köprü (konjugasyon?) oluşturmaları gayet eğlenceli..

Trash'te 3 uyuşturucu sahnesi var: İkisi Joe'nun -ki, gerçek sahneler (çok çok büyük bi olasılıkla..): Özellikle de ilki muhteşem olmuş..
Heat'in yıldızı şahane oyunuyla Sylvia Miles olurken, Trash'in yıldızısıysa Holly Woodlawn: Hakkaten hasta oldum: Özellikle de, kız kardeşini Joe'yla bastığındaki sinirlenme anı (ve diyalogları tabii ki..) ve şişeyle mastürbasyon yaptığı sahnedeki olağanüstü hareketlerine..

Üçlemenin en güzeli Heat benim açımdan hala ve fakat, Trash de en az onun kadar eğlenceli..

*: Filmin dvd ekstralarında 2 tane ekstra sahne mevcut ama, ı-ıh hiçbi şekilde yetmiyor..


1 yorum:

Adsız dedi ki...

böyle filimleri izleme gızım. taam yönetmeni filan iyidir ammaa günah olursun bak. demedi deme.
tamam mı guzum

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.