71 Fragmente Einer Chronologie Des Zufalls



Film, bilgilendirici bi yazıyla açılıyor: Bi banka şubesinde gencin biri, birisi 3 kişiyi öldürüp, intihar ediyor.. Sonrasında film boyu birkaç kez izleyeceğimiz haber bültenine geçiyoruz..

Bi çocuun beyaz eşya taşıyan kamyonun kasasındaki yolculuğu esnasında filmin de fragmanı akıyor; sonrasında silah çalan bi adamı izliyoruz: Çocukları 39 derece ateşle yatan bi aile: Üniversitede okuyan iki öğrenci: Evlatlık edinmek isteyen bi çift: Bankada çalışan bi memur ve babası takip ettiğimiz hikayeler..

Sonradan Romanya'dan kaçak yolla Avusturya'ya kaçtığını öğreneceğimiz çocuk, kah hırsızlıkla, kah çöpten bişiiler bulmakla yaşamını devam ettiriyor-
çöpten yemek yeme sahnesinde, yoldan geçen bi araçtaki adamın bakışını ve çocuun utanıp yürümeye başlamasını, Sartre'ın utanç hakkındaki söyledikleriyle birlikte değerlendirmek lazım sanki..
Kırmızı bi mont çalıyor önce, sonra Donald Duck çizgi romanı, muz ve fotoğraf makinesi.. Sigara istiyor kuryeden, bi kere de dilenmeyi deniyor.. Polise sığınıyor sonunda..
Silah çalan adamın hikayesi filmin ortalarında son buluyor: İsteyenlere silah temin eden ve bunu yaparken de askeriyedeki görevini suistimal eden biri, birisi..
Çocuu hasta olan ve kahvaltı hazırlayan kadının kocasıysa, banka görevlisi: Zırhlı araçla şubelere para transferi yapıyor: Yemek yerken durup dururken eşine "seni seviyorum.." diyor, küçük bi tartışmanın ("bana bi daha seni seviyorum deme demedim mi??") ardından eşine tokat atıyor: Öylesine uzaklar ki birbirlerinden, yemeklerini yemeye devam ediyorlar..
İki arkadaş öğrenciyse bilgisayar okuyorlar, projeleri için puzzle geliştirip, onun origami versiyonu üzerine iddiaya giriyorlar, sonrasında daha çok Max'ı takip ediyoruz: Annesiyle konuşuyor, silah alıyor-
silah alması da -yine, Sartre'ın Erostrate öyküsüyle birlikte değerlendirilebilir, hatta daha ii olur :))
Banka memuresi ve yılgın babasının yalnızlık/huysuzluk/kıskançlıkla geçen ayrı hayatları iç burkuyor..
Evlatlık almak isteyen hatta Annie'yle anlaşmak için didinip duran ailemizse, Romanyalı çocuu evlat ediniyor..

Sonrası: her şey paramparça.. 3 kişiyi öldürüyor Max, sonrasında kendini..

Haneke'nin meseleyi toplumsal epidemi boyutunda işlediği bu film, cidden benzersiz..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bir kişi, hayatının sadece iki dakikası gösterilerek anlatılabilir mi?...Bu filmde görüyoruz ki anlatılıyor...71 parçada tüm toplum?

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.