Steven Soderbergh ve Che





Che: Part One:
Film, iki ayrı düzlemde ilerliyor: Birincisi, lineer olarak Che'nin Küba'ya gidişi, orada 26 Temmuz Hareketi'ne katılması ve adım adım devrimin gerçekleşmesi; ikincisiyse devrim gerçekleştikten sonraki BM konuşması ve Che röportajı-
filmin 3. düzlemiyse sadece 2 sahneyle sınırlı: O da, filmin başlarında Meksika'da bi evde verilen yemekli davet ve aynı gece, evin balkonunda Che'nin Fidel'e "eğer bu devrim gerçekleşirse, onu tüm Latin Amerika'ya yaymaya yardım edeceksin.." repliği ve Fidel'in cevabı (bu sahne de filmin sonuna doğru karşımıza geliyor..)
Yani filmin kurgusu hiiç de karışık/yorucu diil; lineer devrim hikayesi renkli görselleşirken, devrim sonrasında geçen tüm olaylar siyah-beyaz görselleşiyor-
tüm bu girizgahı "filmi anlamak çook zor, kurgusu daldan dala atlıyor.." şeklinde görüş beyan edenlere atfen yazdım..

Film çook güzel: Ancak, izlediğimiz tam anlamıyla biyografi diil: Zira, Che: Part One, daha çok devrimin gerçekleşmesini merkez hikaye olarak ele alıyor; eet, Che'nin o dönemdeki bazı "mit.." ayrıntılarını (harekete başka bi doktorun katılışının ardından "doktorluğu bırakıyorum artık.." deyişi, astımı, Fidel'in onun rütbesini aşağı çektiği dönem vs..) paylaşıyor; ancak devrim, Che: Part One'ın merkez noktası-
Che: Part Two da sanırım tam bi biyografi olmayacak-
bu film/ler../in tamm bi biyografi olabilmesi için, cidden, peşpeşe izlenmesi gerekiyor..

Film, açıkçası tıkır tıkır işşliyor; sahneler olağanüstü.. Ayrıntılar alıp götürüyor zaten (filmin başlarında hepsinin birbirlerine adlarıyla seslenip, selamlaştıkları ve kucaklaştıkları bi sahne var, ki kelimeler kifayetsiz kalıyor..)
Kurgusunun böyle parçalı olmasıysa kesinlikle mükemmel olmuş, BM sahnesi filmin doruk noktalarından; Benicio hiçbi abartıya kaçmadan şahane oynuyor..
Cidden müthiş bi film..

- Sembol olmak nasıl bi duygu??
- Neyin sembolü??
- Devrimin..
- ..Amerika'nın bizden çaldığı umutları ve hayalleri sembolize ettiğimizin farkındaydık..

Che: Part Two:
Che'nin ortadan kaybolmasıyla açılıyor film: Fidel, yazdığı mektubu okuyor.. Film, 1 sene sonrasından devam ediyor.. Bolivya'daki ELN birliğinde geçen günlerini, tuttuğu günlüklerin rehberliğinde izliyoruz: Che yine umutlu, ve fakat seyirci olarak Che: Part One'daki umudu hissedemiyoruz.. Günler geçiyor, telsizleri bozuluyor, diğer birlik dereyi geçerken pusuya düşüyor ve bi tanesi hariç hepsi ölüyor; Che'nin Bolivya'da olduğuna dair şüpheler kuvvetleniyor ve Amerika destekli Bolivya ordusu asileri öldürmek için tüm güçleriyle savaşıyorlar.. Ve sonunda istediklerini de elde edip: Yaralanan Che'yi yakalayıp, öldürüyorlar-
öldürüldüğü sahnenin kadrajı muhteşem: Hiç öyle duygu sömürüsüne mahal vermeden Soderbergh, mesafeli tavrını korumuş..

Film, ilki gibi şahane.. Hikaye olarak daha buruk, daha umutsuz ama çok güzel.. Che'yi mitleştirmeden, yerin dibine batırmadan da anlatmak istediklerini usulca anlatıyor..
İlk filmde bayıldığım, birliktekilerin birbirlerine adıyla seslenip, kucaklaşmaları bu filmde de var ve cidden çok şahane bişii..
Benicio, süfer, ki zaten tümm cast -ilk filmde olduğu gibi, döktürüyor..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.