Nobody Is Perfect


Birbirinden bağımsız olayların gelişimi/kurgulanışı bakımından Salo o le 120 Giornate di Sodoma'yı -zaman zaman, andıran, fazlasıyla geveze, finale doğru (bence..) oldukça saçma bi diyaloğu barındıran bi belgesel..
Kendi fantezi kulübüne sahip biri, birisinin (Olaf Oelstrom..) mekanını tanıtmasıyla başlıyor film (Salo'daki herkeslerden, her şeylerden uzak köşk.. diyelim..), çeşitli oyuncaklarını gösteriyor -kendi yaptığı.. Sonrasındaysa, oraya gelen çiftlerin atraksiyonlarını izliyoruz-
porno sınırına girmiyor film, sahneler flu, yer yer grenli, hatta görüntüler mavi filtreden geçirilmiş daha sonra..

Bi sonraki durağımız, swinger çiftler oluyor, sonrasında transseksüel/travesti/gay dünyasına giriyoruz, filmin oldukça camp olan bu kısmı da oldukça eğlenceliydi.. Ve Japonya'daki çeşitli fantazlama kulüplere uzanıp, fantezilerin isimlerini filan (ki, cidden oldukça yaratıcılar..) gördükten/öğrendikten sonra, yavaş yavaş S&M sularına girip, oradan da gittikçe uçlara doğru yüzmeye başlıyoruz: Basit piercinglerin, kasapların kullandıkları kancalara dönüşümünü (Brezilyalı kadınların "göster: göster.." seslenişleri oldukça güzeldi..), İngiltere'deki Torture Club'daki muhteşem sahne gösterilerini izledikten sonra, Amerika'daki gençlerin aynı kancalarla yaptıklarını filan.. Aynen cher'e benzeyen bi kadının NY'deki kulübünün de ayrıntılarını, efendi-köle rol değişimlerini, dışkı yedirmeleri, pissing durumlarını filan (Salo hep aklımızda tabii..) görüp, Fransa'daki bi adamın yanına geliyoruz:
Burası önemli, zira, başından beri çekim yaptığı insanlar hakkında herhangi bi yargıda bulunmayan (ve seyirciye de oldukça tarafsız bi şekilde onları sunan..) yönetmen, burada kendisini tutamıyor.. Adam, "ben parmaklarımı eklemlerinden teker teker kesiyorum, bi çekim yapmak ister misin??" diye soruyor (Viyana aksiyonisti: bi neviinden..); ancak yönetmen "olmaz.." diyor, adam, "fazla mı olur??" diye sorduktan sonra: "Eet, fazla olur.." diyor.. E, ne oldu şimdi?? Şimdiye kadar kendilerini anlatan/görselleyen kişilere karşı olan tutumun, neden 'bu..' noktada da geçerli olamadı ki-
filmi bu noktadan sonra ciddiye almak da oldukça zorlaşıyor tabii..

O "fazla olur.." kısmı olmasaydı, gerçekten bu konu hakkında bişiiler söyleyen bi belgesel olarak gönlümde yer açardım ama, ı-ıh: Elimde diil..
Yine de seks kültürüne ilgi duyanların izlemesi elzem olan belgesellerden..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.