Hunger




[Hazır İrlanda'dan bahsetmişken..]

Film episodik ilerliyor, bu episodları da kullanılan voice-over ayırıyor.. İlk bölümde hapishanedeki direnişi izlerken, ikinci bölümde Bobby'yle rahip arasında geçen konuşmaları ve son bölümdeyse açlık grevini izliyoruz..
Hunger her ne kadar yaşanmış bi olaya odaklansa da, sadece açılış ve finalindeki yazılarla bilgi veriyor: Onun dışında herhangi bişii öğrenemiyoruz-
yani filmin, Bobby Sands ve o dönemdeki Ira-İngiliz hükümeti arasındaki gerginlik hakkında geniş bilgi verme bi amacı yok(muş, izlediğimde anlamıştım: Gerçi bu tür beklentiler içine girme sebebimden vazgeçebilsem, dünya eminim, daha yaşanılası bi yer olacak benim için..)
Hapishane direnişinin bastırılmasıyla ilk bölüm bitiyor: Polislerin hapishaneye geldikleri andan itibaren sadece bi polisin yüzüne odaklanıyor kamera, işkencelerin başladığı sıradaysa aynı polisi ağlarken görüyoruz.. Ne şiş yansın ne kebap diyebilir miyiz, sayın McQueen??

Filmin ikinci bölümündeyse, Bobby'yle rahip arasındaki konuşmalarla plan sekans başlıyor: Açıkçası Stranger Than Paradise ve Russkiy Kovcheg gibi iki tane taptığım örneği varken, bu sahneye ayılıp bayılamadım-
ama kilise'nin "bu.." tür eylemlere nasıl baktığını anlatması bakımından gerekli, ve fakat tüm bu "teknik şov.."a değer mi, tartışılır..

Sonrasında da, filmin ismini aldığı açlık grevine geliyoruz: Bobby hapishanedeki işkenceden sonra hücresine atıldığında nasıl "huzurlu.." bakıyorsa, finalde de gözlerindeki o huzuru görebiliyoruz-
şimdi burada da, yönetmenlik açısından garip bi tercih var: Sands'in bu "huzurunun.." sebebinin ideallerine bi adım daha yaklaşması olduğunu biliyoruz..
Ancak, McQueen bu sahneye bobby'nin 12 yaşında olduğu halini flashback olarak ekliyor-
ne kadar gerekli olduğuna siz karar verin..

Hunger, hapishanede yaşananları olanca gerçekliğiyle perdeye taşıması bakımından takdire şayan ve görsel açıdan muhteşemken, ele aldığı konunun politik yönünü bikaç cümleyle özetlemeye çalışıyor, ki bu da -yaptığı tercihlerle birlikte, ne yazık ki doyurucu olamıyor.. Fassbender'se olağanüstü..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.