Zardoz





Film anlatmaya çalıştıklarıyla, gösterdiklerinin diyalektiğinden besleniyor: Sadece fecii plastik haline bakıp, metnini es geçmek sanırım filme yapılabilecek en büyük haksızlık olur..

Zed, Vortex'e geçtiğinde ("Tanrı'yı öldürdük.."), biz de iki ayrı dünya olduğunu anlıyoruz: Bi tanesi köle diyebileceğimiz ve Zed'in de yaşadığı ilkel dünya, diğeriyse çok daha gelişmiş ve ölümsüzlüğe ulaşmışların yaşadığı Vortex-
ve fakat, bu iki "ayrı.." dünya da, kendi içinde sınıflara bölünmüş durumda: Zed'in yaşadığı ilkel dünya, köleler ve onları yönlendiren Zardoz Maskeli Vahşiler olarak sınıflara ayrılmış ve vahşileri de Zardoz yönlendirirken; Vortex ahalisi de, kendi içinde üçe ayrılmış: Sağlıklı olan ve her karar için demokratik oylama yapanlarla; yaşlılar ve apathetic'ler-
yani sınıf bilinci ölümsüz de olsan, yakandan düşmüyor kardiş..

İlkel dünyayı Tanrı Zardoz heykeli suretinde Arthur manipüle edip, yönetiyor: Onlara kölelerin üremesini engellemek için silah veriyor, köleleri yerleşik tarıma geçirip, hasat zamanında ürünlerini alıyor (vahşiler etle besleniyor..), penis kötüdür diyor (silah da fallik bi imge diil mi??), Zed'i kütüphaneye çekip, orada Zardoz'un sırrını öğrenmesini sağlıyor (bindiği dalı kesmek??), -yine, bi hasat zamanında Zed'in Zardoz'un içine girmesine ve kendisini öldürmesine izin veriyor..
Zed, Vortex'e geldiğinde farklı tepkiler alıyor: May, bilimsel inceleme yapmak isterken, Consuella buna karşı çıkıyor ve fakat demokrasi kuralları devreye girince ses çıkarmıyor.. Zed'in gen haritası çıkarıldığında May bi mutant olduğunu anlıyor ve fakat Zed'le o anda bi anlaşmaya varıyorlar.. Vortex halkı sahip olduğu her tür bilgiyi Zed'e öğretme karşılığında, Zed de kadınlarla ilişkiye gireceğine söz veriyor: Ve fakat olaylar beklendiği gibi gitmiyor (özellikle de May ve Consuella açısından..) ve Vortex'in kendisi tehlikeye giriyor-
Zed, Vortex'in kalkanını kırmayı bikaç kez denediğinde ilkel dünyadaki Zardoz Maskeli Vahşiler de geliyor (ve fakat nasıl iletiştiklerini film açıklamıyor..)
Zed, her tür "kötü.." düşünce ve duygudan arınmış Vortex halkının duygularını uyandırıyor: Onlarda başlangıçta cinsellik güdüsünü harekete geçirirken, sonrasında bu duygu nefrete ve tabii şiddete dönüşüyor-
bu noktada film, Nietzsche'den alıntı yapıyor..
Apathetic'lerse Zed'in her türlü vücut sıvısı ve teninden faydalanıp, eski hallerine dönebiliyorlar..
Sonrasındaysa, Vortex'in sonunu izliyoruz ki, tüm bunların ölümsüzlükten kurtulmak için Arthur ve Friend'in planı olduğunu anlıyoruz..

Ve fakat, cinsellik konusunda garip bi tercihi var filmin: Öngördüğü cinsiyetsiz toplum modeli yeni bi fikir diil (çekildiği zamanda da diildi..), ve fakat yönetmenin kaçırdığı bişii var: 2293'te Vortex'te yaşayan erkekleri cinsiyetsiz olarak kodlarken, aslında onları sperm üretemez hale getiriyor (kastrasyon..): Ve fakat kadınlardaysa (Consuella örneğinde olduğu gibi..) herhangi bi değişiklik yok: Doğruganlıklarını muhafaza ediyorlar: Zed faktörüyse işte tam bu noktada devreye giriyor: Vücudu kıl yumağı (güç??), çok güçlü (araba bile çekebiliyor..), giysi olarak sadece mayo taşıyor, üstelik kırmızı (şehvet, iştah??), silahı elinden düşmüyor ve kurşun sorunu çekmiyor (fallik imge: Üzerinde taşıdığı kurşun/sperm kılıfında/taşaklarında bissürü yedek var..)-
ve fakat o kurşunlar o silaha uygun diil şekerim: Sanat yönetmeni nasıl gözden kaçırmış, hala anlayamadım..
Kısaca tüm kadınları (ve dahi erkekleri..) kendine (penisine..) hayran bırakıyor.. Hatta, filmin sonunda -yeni, uygarlığın gelişimi -yine, Zed (ve onun spermleri..) aracılığıyla oluyor-
filmin kendi Hava-Adem imgesini yaratması karşısında gözlerimiz Lilith'i arıyor: May'i, Zed'den aldığı kristalle başka bi yolculuğa çıkmış halde görüyoruz..

Güzel film: Çok severim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.