Revolutionary Road





Şimdi film Amerikan rüyasını eleştiriyor, ii güzel diyoruz: Ve fakat banliyöden şehre çalışmaya giden erkeklerin hepsinin bir-örnek görünüşlerini, kadınların birbirlerinden bişii isteyecekleri zaman ellerinde küçük bi hediyeyle gitmelerini, "Paris'e taşınmaya karar verdik: yaşamak için.." dendiğinde onlar adına sevinmiş gibi davranmanın ve kıskançlığı gizlemenin ne kadar zor olduğunu, dadılık mesleğinin ne kadar işlevsel olduğunu bi filmde ilk defa izliyormuş gibi yapmamız gerekiyor-
şimdi böyle bi konuyu ele alan onnlarca film varken, Sam Mendes'in bu uyarlamayı çekme sebebini irdeleyecek diilim: Kitap '61'de çıkmış, o zamanlar filme uyarlansaydı, şu an bi klasik olmuştu belki, ama; yıl '09 ve banliyöden yola çıkıp, Amerikan rüyasını eleştiren onlarca film çekilmiş( hatta muhteşem bi örneğini sam mendes de vermiş..)ken bu filmi izlediğinizde de "e yani.."den öte bi tepki veremiyorsunuz-
ben veremedim şahsen..

Kaldı ki, filmin Amerikan rüyasını (kendince..) yerin dibine batırırken, anti-tez olarak Paris'i (genelleyelim: Avrupa'yı..) önermesiyse bence enn büyük handikabı: Daha dişe dokunur (cesur diyelim..) bi öneri/eleştiri getirilseydi keşke..
Filmin başka bi zaafı da, John Givings karakteri üzerinde yükseliyor: Film, vermek istediği mesajı zaten işleyişiyle veriyor (Frank'ın en zayıf noktasının "erkek olma/hissetme.." duygusu olduğunu daha ilk tartışmalarında anlıyoruz; ya da çocuk yapmanın anlamsızlığını..)
Yani bi de bunları John Givings'in ağzından altı kalınca çizilmiş cümlelerle duymanın bi anlamı kalmıyor..

Açıkçası filmin beni en çok sevindiren kısmı, kürtajın böylesi bi yapımda "seçenek.." olarak sunulmasının dışına çıkılıp, gerçekleştirilmesiydi-
film/dizilerde kürtaj, hep bi dramatik öğe olarak kullanılır ve fakat, karakterler "son an.."da vazgeçerler-
bu vazgeçişin sebebi, Amerika'da kürtaja karşı olanların azımsanamayacak kadar çok olmasından kaynaklanıyor tabii ki..
Kitabın yazıldığı tarihlerde Amerika'da kürtajın yasal olmadığını (ve kadınların April gibi kendi kendilerine kürtaj yaptıklarını..) düşündüğümüzde de, kitabın böyle bi sonla bitişi işlevsel olmuş..
Film de bunun üzerine, Hollywood'da kendi devrimini yapıp, kürtajı "hak.." olarak görüp gerçekleştiriyor: April herr ne kadar ölse de Hollywood için büyük bi adım bu..
Kadınların kürtaj olup ölmedikleri filmler bekliyorum ben: Hollywood, çekincelerinden kurtulmalı artık..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.