Lolita


Kubrick'in '62 yapımı filmi Lolita, bolca tartışma yaratmış aynı adlı Nabokov romanının bir uyarlaması: Romana göre soft bir yapısı olan filmi çok da sevdiğimi söyleyemem..

Hikayesiyse kısaca şöyle: Humbert, yaz için otel baktığı sırada otel sahibinin kızından fecii derecede etkilenip, orada kalmaya karar verir, bu sırada Lolita hakkında günlük tutmaya, çevresindeki kadınların ona gösterdiği ilgiden kaçmaya ve (eğer kalmışsa da..) çalışmaya vakit ayıran bi abimiz: Sırf Lolita'ya yakın olabilmek için kadınla evlenmeye razı olan, onu öldürme planları yapan adamımız, günlüğünün kadının eline geçmesiyle rahata kavuşuyor, kadın ölüyor.. Hemen Lolita'yı kamptan alan adam onunla yolculuğa çıkıyor, Lolita'ysa bir noktadan sonra sıkılmaya, ondan kaçmaya çalışıyor vs.. En sonunda Lolita'nın evlendiğini ve üstelik hamile olduğunu anlayan Humbert, buna sebep olduğunu düşündüğü Quilty'yi vurarak her şeye son veriyor..

Öncelikle filmin de her edebi uyarlamanın başına geldiği gibi, "tam.." bir tatmin yaşatmadığını söyleyerek klişeye bulanabiliriz.. Sonrasında da Lolita'nın korkunç saç modelinden de bahsedebiliriz.. neysse,, roman-film ayrımı yaparak ciddileşelim..
Romandaki seksüel imalarla, filmdeki seksüel imalar arasında dağlar kadar fark olduğunu belirtmek gerekiyor öncelikle: Aslında kitabın da bu kadar çok tartışılmasının sebebini bu oluşturuyor.. Pedofili-
buna sonra geleceğim..
En basitinden: Farlowların swinger/grup fantezilerine sadece bir cümleyle değiniliyor, Lolita'nın annesinin hezeyanları fazla üstü kapalı geçiştiriliyor, Lolita - Humbert ve Lolita - Quilty ilişkileri romana oranla çok daha "masum.." bir düzlemde işleniyor..
Ne kadar iyi bir tercih olduğu tartışmaya açılabilir bunun: Büyük ihtimalle filmin etrafında oluşacak tartışma balonunun ve gelecek tepkilerin filme zarar vereceğinden çekinen ekip, böyle bir tercihte bulunmuş olabilirler ancak, kaçırdıkları nokta şu ki, film şu haliyle "paranoyak üvey baba üvey kızına nasıl hayatı zindan eder??"den fazlasını pek içermiyor-
elimizde roman olmasaydı, açıkçası filmin pedofiliye eğildiğini söylemek bile mümkün olmayabilirdi.. Bu açıdan köşelerini fazlasıyla yumuşatmış bir film Lolita.. Ve sevmediğim yanlarından biri, birisi de bu.. Bu açıdan film pedofili konusunu tartışmak için hiç de iyi bir kaynak değil aslına bakarsanız..

Lolita'nın ergenliği, güzelliği, bastırdığı libidosu, Humbert'ın pedofilisi, aşkı ve paranoyası, perdede tuhaf bir şekilde kimya-yoksunu görünüyor: Açıkçası filmin beni iten diğer bir yapısı da bu: Artık Kubrick'in kontrol-manyaklığından mıdır, yoksa oyuncuların uyumsuzluğundan mıdır, nedir, iki kişi arasındaki "şey.."i yansıtma konusunda başarılı olamadıklarını söylemem gerekiyor: Bunda tabii ki Lolita'yı canlandıran oyuncunun da benzer yaşlarda olmasının payı var muhtemelen: Ancak, Kubrick, filmde tutuk davranıyor, Lolita'nın ilk göründüğü sahneyi düşünün bir: Filmin romanın tadını yakaladığı tek sahne bu bana sorarsanız.. Kubrick o sahnede Lolita'yı nasıl ki Humbert'ın gördüğü gibi görmemizi sağlıyorsa, filmin geri kalanında bunu başaramıyor..

Evet, bu bir erkeğin romanı/filmi: Humbert'ın yaşadığı çaresizlik konusunda belki empati kurmakta zorlanıyorum, ancak, film bu konuda taraflı davranıyor: Lolita'nın "lolita.."lığını itici bir hale getirmekte sakınca görmüyor.. Zira Humbert'ı anlattığı için Lolita'nın Quilty'yi ya da evlendiği çocuğu seçmesini bünyesi kaldırmıyor.. Da işte buradaki tek taraflı bakış açısı beni rahatsız ediyor misal..

Pedofili konusu: Aslında Nabokov biraz daha cesur olsaydı, çocuk cinselliği konusunda belki de benzersiz bir esere imza atabilirdi.. Tabu olarak değerlendirilen pedofilinin "büyük.." ayağına değil de, "küçük.." ayağına baksaydı.. Mysterious Skin'de biraz değinmeye çalıştığım bir konu/ydu bu:
"8 yaşındayken kendisinin eşcinsel olduğunun farkında Neil..
..
Filmin açılışında ve Neil'in ergenlik dönemindeki ilk "iş.."inde o şekerleme yağmuru flashbacki kullanılması boşuna diil: Neil'in "en.." mutlu olduğu an o.. Ve böylesi bi durumda, Neil'in istismara uğradığından söz etmek, sınırları oldukça zorluyor.."
Bu hissin benzerini Lolita'yı okurken de yaşamıştım.. Evet, kanunlar önünde küçük yaştaki biri, birisiyle ilişkiye girmek "suç.." ancak, çocukların ortalama olarak 1.5 yaşında mastürbasyonla tanıştıklarını düşündüğümüzde seks için devletin belirlediği (ve ülkeden ülkeye çeşitlilik gösteren..) yaşı beklemek tartışmaya açılabilir.. De, blog sınırlarını aşan bir konu bu..
Ancak, şunu söylemeliyim: Lolita, seçimlerini yaparken bilinçliydi.. Ve bu açıdan pedofil bir eser değil..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.