Erkek Çocuk Fahişeler: Not Angels But Angels



Evet, insanın yüreğini dağlıyor şunu söylemek/duymak ancak, hayat da bir yandan bu gerçekleri yüzümüze çarpıyor.. Çocuk fahişelerle ilgili 2 uzun metraj ve 1 kısa metrajdan oluşan 2.5 filmlik seçki-içinde-seçkiye başlıyoruz.. 

Seçki-içinde-seçkinin ilk filmi '94 yapımı Not Angels, But Angels Wiktor Grodecki'nin dünyada pek da fazla kişiye ulaşmamış, ancak alanında ilklerden.. Prag'da, tren istasyonunda, bar/"özel" kulüplerde, parklarda müşteri bekleyen ve yaşları 15 ile 18 arasında değişen çocukların ağızlarından dinliyoruz her şeyi.. Annesi babası evden attığı için bu işe başlayan da var, babası Amerika'dan Çekoslovakya'ya göç ettiği için de, parasız kaldığı için de.. Kimi yeni başlamış, kimi uzun süredir içinde..  Belgesel zaman zaman, araya "melek" heykel planları, alta klasik müzik koyarak meselesini fazlasıyla şerbetlendirse de, karşımızda son derece "gerçek" bir dünya duruyor.. 

Ama en çok: O çocuklarla göz göze gelmek zor geliyor.. Gencecik bedenlerinin haftada en az 3-4 kez satıldığını söyleyerek gözlerinizin içine bakıyorlar.. Birçoğu "yetişkin" gibi davranmayı çoktan öğrenmiş, sigaraları ellerinden düşmüyor.. Ama çocuklar: Atari salonları tek eğlenceleri.. Kazandıkları paranın tümünü orada harcayıp, parasız kaldıklarında yeniden "işe" çıkıyorlar-
pezevenkleri de bunun farkında "kısır döngü" diye tanımlıyor bu durumu..

Pezevenkleri ise son derece sakin bir şekilde yaptığının illegal olduğunu belirterek yaptığı işi anlatıyor.. Polis baskınlarından önce haberdar olup, istasyonu boşaltmalarını, politikacılardan, şarkıcılara, sunuculardan, doktorlara kadar geniş bir skalaya yayılan müşteri portföyünü filan anlatırken de son derece sakin.. Sinirleriniz bu sakinlik karşısında tel tel olurken, belgeselin de daha sorgulayıcı olmamasına şaşırıyorsunuz.. Bu işin mafya ayağı ne durumdadır, 12 yaşındaki bir çocuğun bu "işe" başlayabilmesi neden sorgulanmamaktadır?? Belgeselin sadece 15 yaşından büyükleri konu etmesi de Çekoslovakya'daki yaş sınırından kaynaklanıyor.. Daha aşağı yaşlara indiğinde "suç"u belgeleyeceğinin farkında çünkü..

En çok korktukları şeyi paylaşırken belgesel çok daha ağırlaşıyor, kimi yalnızlık, kimi fakirlik, kimi AIDS derken, bazıları "hiçbir şey" diyorlar.. Bu iş artık para getirmeyene, müşterileri onu beğenmemeye başlayana, naif bir umutla söylendiğini hissettiğiniz daha iyi bir iş bulana, çaresiz bir umutla söylendiğini hissettiğiniz "Amerika'daki müşterim benim için gelene" kadar bu işi yapacaklarını da söylüyorlar.. Filmin üzerinden geçen 18 yıl onları şu an hangi noktalara savurdu, bilemiyoruz.. 

Meselenin bir de erkek olma/erkeklik ayağı var: Kimi evli ve çocuklu mesela, kimi heteroseksüel olduğunu belirtiyor, iki tanesi biseksüel olduğunu.. Zorunluluklarını dinlerken başka bir nokta devreye giriyor: Miss Jackson'ın (ki, belgeselde kendi geleceğini inşa etmek için didinip durduğu hissini seyirciye geçirebilen tek kişi..) bir yerde dediği gibi: "MTV için çalışmaya başlayacağız.." "Refah" ülkesi Amerika'nın vaat ettiği "kısa yoldan para kazanma", "az çalışıp çok para kazanma" hayallerine kapılan gençler, hayatı Amerika filmlerindeki gibi yaşamak isterken, para denilen nanenin öyle kolay kazanılmadığını, kazanılsa bile hiçbir zaman yetmediğini anlamakta zorlanmıyorlar.. Ancak davetkar Amerika hep onları çağırıyor.. Kapitalizmin ne kadar yıkıcı olduğunu/-abildiğini bu çocuklar -hiç de farkında olmadan, anlatıyorlar size.. 

Kimi kabul edilemez eksikliklerine rağmen, bence mutlaka izleyin..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.