Yusuf Üçlemesi: Yumurta, Süt, Bal


Semih Kaplanoğlu'nun '07, '08 ve '10 yapımı filmleriyle karşımıza çıktığı Yusuf Üçlemesi, Türk sinemasında benim için çok çok ayrı bir yerde duruyor: Görsel stili, anlatım teknikleri, zaman tercihleri, kısaca her şeyiyle.. Üçlemeyi kapatan Bal Berlinale'de Altın Ayı alınca ortalık biraz duruldu, çünkü özellikle Yumurta çevresinde oluşan (ateşleyicisinin Mahsun Kırmızıgül olduğu) ödül tartışmalarının sonu gelmeyecek sanıyorduk nicedir.. Meleğin Düşüşü'nde üçlemede en çok Süt'ü sevdiğimi söylemiştim.. Ancak bu demek değil ki, diğer filmler onun kadar iyi değil.. Aksine, onlar da çok iyi filmler; ancak Süt'ü daha çok sevmemde yaş/am/ımın da etkisi olduğunu düşünüyorum: Süt'teki Yusuf'u yakın bulmak vs..

Nereden başlayacağımı bilmiyorum aslında: Hikayelerini kısaca özetleyeyim en iyisi..
Yumurta'da İstanbul'da yaşayan Yusuf'un annesinin ölümüyle Tire'ye dönüşünü ve sonrasını izliyoruz.. Köy'den adeta kaçan Yusuf, her gün karşısına çıkan başka bir "engel" sayesinde İstanbul'a bir türlü dönemiyor.. Her şey bir diş fırçasıyla başlamıştı: Başlangıçta direnç gösterdiği köyü (ve temsil ettiği şeyleri) birer birer kabullenmeye başlıyor Yusuf.. Ayla'yla Gölcük'e gidiyor, tam ayrılacakken karşısına çıkan köpek farkına varmasını sağlıyor bazı şeylerin.. Ağlaması annesinin ölümüne mi, yoksa kendisine mi?? Ancak Ayla'nın eline bıraktığı yumurta gibi, artık köyü "kabulleniyor" Yusuf..

Süt'teki Yusuf, başka dertlerden mustarip: Üniversiteyi kazanamadığı için annesiyle pazarda süt, peynir satan genç adam, arada bir şiirler yazıyor, hatta Düşler dergisi'nde bir şiiri bile yayımlanıyor: Ve fakat askerliğe elverişli olmadığını öğrenince İzmir'de tanıştığı kızla buluşmadan geri dönüyor köyüne: Annesiyse başka bir adamla evlenmek için "evet" diyor o sıralarda.. Madende çalışmaya başlıyor..

Bal'daki Yusuf, babası ve annesiyle birlikte yaşayan ilkokul 1. sınıf öğrencisi: Babası bal toplamaya gidiyor, Yusuf'un toplum önünde okuyamama gibi bir sorunu var, annesine de yansıttığı: Sadece babasıyla fısıltıyla konuşuyor, kendi başına okumasına rağmen, sınıfta kekelemeye başlıyor.. O sıralarda babası ölüyor..

Öncelikle her filmin, ama özellikle de Süt'ün açılış sahnelerinden bahsetmek lazım.. Yumurta'da annenin tarla çevresinde yürümesini, Süt'te kaynayan süte gelen yılanı, Bal'daysa babanın ölmek üzereki halini açan bu sahneler antolojilere girecek kadar güzeller: Ama Süt..

Filmlerin geriye akan bir zaman anlayışı yok, hatta her filmin o yılki tarihte geçiyor olması izleyicinin zaman kavramını alt-üst ediyor belki, ancak filmlere zaman açısından özgürlük de kazandırıyorlar: Ki, üç Yusuf'un da aynı kişi olup olmamasını bile önemsemiyor üçleme aslına bakarsanız: Üçlemedeki filmleri birbirine bağlayan tek şey Tülin Özen..

Üçleme her şeyiyle bir anne-erkek çocuk ilişkisi hikayesi: Her filmde araya başka kadınlar girse de, Yusuf'un aşamadığı/kaçamadığı şeylerin kökeni annesiyle olan ilişkisine dayanıyor.. Üçlemede özellikle Süt'te çok fazla öne çıkan bu durum, görsel karşılığını Yusuf'un yayın balığı yakalayıp eve geldiğinde annesini akşam yemeği hazırlamak için ördeğin tüylerini yolmasında buluyor.. Aslında konuşabilen Yusuf, babası gittikten sonra film boyu annesiyle tek kelime konuşmuyor: Özellikle babasının ölümünden sonra annesine değil de doğaya sığınması (ağacın gövdesine yaslanarak uyuduğu o muhteşem final sahnesindeki gibi) ondan uzak olduğunu gösteriyor.. Çünkü Yusuf, Oedipus'u geride bırakmaya başlamış: Sevgi nesnesi annesinden vazgeçip, kompleksi yaşadığı dönemde kıskandığı/korktuğu babasını tanımaya/sevmeye başlayıp annesinden uzaklaşmış.. Yusuf, ergenlik döneminde çok daha büyük sorunlarla baş etmeye çalışıyor: Uzaklaşmak isterken üniversiteyi kazanamayışı, askerliğe alınmayışı, daha küçük yaşlarından itibaren toplumun "dışında" kalışı ve annesinin başka biriyle evlenmeye karar vermesi karşısında yapabileceği pek de fazla bir şey yok: Filmin sonunda yüzümüze tuttuğu baretinin ışığı gibi: Sadece çok az önünü görebiliyor.. İstanbul'a taşınıp, bir şekilde kitabı çıkmış bir şair olmasına, kitabevi işletmesine rağmen Yusuf bildiğimiz gibi: Süt'te kızlarla konuşma konusunda sıkıntılar yaşayan Yusuf, benzer bir yaklaşımı dükkanına gelen parti kızı, gençlik aşkı Gül ve Ayla'ya da gösteriyor..

Annesinin etkisi: Kadınlarla iletişimi zayıf bir adam Yusuf.. Tanıyamadığı da son derece açık.. Annesiyle zaten daha çok küçükken ayrılmış olan Yusuf'un, onun ölümüne tepkisiz kalması da şaşırtmıyor.. Annesinin ona hediye ettiği bu travmadan ancak Ayla sayesinde çıkabiliyor.. Bir kadına güvenmeyi öğreniyor Yusuf..

Yumurta



Süt



Bal


1 yorum:

Adsız dedi ki...

ya filmlerin özetini buraya neden yazıyorsunuz?

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.