Harry Potter And The Prisoner Of Azkaban


Serinin üçüncü filmi '04 yapımı The Prisoner Of Azkaban'da çeşitli değişiklikler bizi beklemekte: Öncelikle ilk iki filmin yönetmeni Chris Columbus yönetmenliği bırakmış, ve Dumbledore rolünde gayet bilge görünen Richard Harris vefat ettiği için yerine başka bir oyuncu gelmiş-
açıkçası eski Dumbledore daha iyiymiş..
Ve tabii, Harry (ve diğerlerinin) ergenliklerine de bulanmış vaziyetteyiz bu filmde..

Hikaye şöyle gelişiyor: Yine her zamanki gibi Harry'nin yaşadığı evdeyiz ve Harry geçirdiği bir ergenlik krizi sonrasında uzaktan bir akrabasına zarar verdikten sonra evi terk ediyor-
umut sarıkaya'nın Bakunin'in ergenler üzerine müthiş tespitlerde bulunduğu bir karikatür vardı, aklıma o geldi.. Harry bir otele yerleştikten sonra okula gidiyor ve fakat Azkaban hapishanesinde (ki neye benzediğini ancak 5. filmde görüyoruz) tutulan Sirius Black kaçmış olduğunu öğreniyor.. Okulda zaman geçerken işler karışmaya başlıyor ve şüpheli sıfatıyla anılan Sirius Black'in aslında masum olduğunu öğreniyoruz.. Zaman yolculuğu gibi şeyleri keşfetmeleri bir yana dementorlara karşı kendini korumayı öğreniyor Harry..

Açıkçası filmin görsel tercihi öncekilerden pek de farklı olmasa da, nedense beni daha çok tatmin etti: Bununla birlikte Emma Watson'ın o abartılı oyunculuk yerine giderek daha da normalleşmiş olması karakteri daha sevimli hale getirmiş.. Ancak yine de bunlar filmi kurtarmaya yetmiyor ne yazık ki.. Kendi adıma bu seriden şimdiye kadar neden uzakta durduğumu çözmüş bulunmaktayım: "Zaten hoşlanmayacaktım.." E madem hoşlanmayacaktım, peki ne demeye izliyorum şu sıra, onu da bilmiyorum..

Ayrıca bu serideki filmler, filmden çok pahalı bir televizyon dizisinin bölümüymüş gibi duruyorlar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.