Kuyu


Metin Erksan'ın '68 yapımı filmi Kuyu, Türk sinemasının en güçlü ve etkili finallerinden birine sahip: Benim de en sevdiğim Erksan filmi..

Hikayesi ise şöyle filmin: Fatma ailesiyle birlikte yaşayan bir kız: Köyde talipleri çok, özellikle de Osman kaç kez istemiş: Ancak Fatma hiçbir zaman buna evet dememiş.. Derken bir gün Osman Fatma'yı silah zoruyla kaçırıyor, öyle ki kızın beline ip bağlayıp onu peşinden sürüklüyor.. Kaçma girişiminde bulunan Fatma'yı yakalayan Osman, ona tecavüz ediyor: Sonra bir daha.. Sonra bir daha.. Fatma'nın annesi Hatice bu sürede jandarmalara haber veriyor, Osman'ın evine taş yağdırıp beddualar ediyor.. Jandarmalar ikiliyi bulduklarında Fatma ailesinin yanına giderken, Osman hapse gönderiliyor.. Hapisten çıktıktan sonra Fatma'yı yine kandırıyor, yine bağlayıp, tecavüz ediyor, yine yakalanıp hapse gönderiliyor..
Bu sırada artık annenin de tavrı değişiyor, kızına ateşi gösterip sıtmaya razı eden bir anne tablosu: "Bunun ucunda kahpelik de var.." Çaresiz evlenme teklifini kabul ediyor Fatma.. Ancak düğün günü kaçıyor intihar etmek için.. Tam o sırada onu İdamlık Mehmet kurtarıyor: O da bir kaçak.. İkisi birlikte dağ tepe dolaşıp saklanıyorlar: Aşık oluyor Fatma ve birlikte oluyorlar.. Peşlerinde olan jandarma Mehmet'i öldürüyor, Fatma'yı da ailesine teslim ediyor..
Ancak ailesi kızlarını (bu defa) kabul etmiyor: Bir gazinoda içki servisi yapmaya başlıyor Fatma.. Hapisten çıkan Osman yine kaçırıyor, yine tecavüz ediyor.. Ancak filme adını veren kuyuda Fatma intikamını alıyor.. Ardından da intihar ediyor..

İnsanın boğazına düğümlenen bu hikayeyi Nisa Suresi'nin 19. ayetini alıntılayarak anlatmaya başlıyor Metin Erksan: "Kadınlara iyilikle davranın.."
Ancak çevresindeki kimsenin Fatma'ya iyi davranmaya niyeti yok; annesi bile yüz çeviriyor, babası "köpeğin kokladığı et" diye nitelemekte sakınca görmüyor, onu sev/diğini söyley/en adam istemediğini onlarca kez söylediği halde, onlarca kez tecavüz etmekten, hayvan gibi tasma takıp peşinde dolaştırmaktan çekinmiyor.. Tüm bunca dram bulamaç haline geldiğinde katlanılması imkansız bir pornoya dönüşme riskine de sahip: Ancak Metin Erksan buna müsaade etmiyor: Son derece mesafeli kamerasıyla olayları belgeselmişçesine aktarıyor, arada Fatma'nın yüzüne odaklanıyor..

Metin Erksan'ın bir diğer keşfi de Fatma rolündeki Nil Göncü: Vefatı nedeniyle kariyeri sadece 2 yıl süren oyuncunun bu ilk filminde oyunculuğu vasat olsa da, yüzündeki o yaban ifade filme çok şey katıyor: Benzer şekilde Aliye Rona da yüzünü kameraya döndüğünde harikalar yaratıyor..

Filmin final sahnesi dediğim gibi son derece güçlü: Kuyudaki Osman'ı yavaş yavaş öldürerek intikamını alan Fatma, son sahnedeyse bu hale gelmesine sebep olan/izleyen herkese, her şeye
isyan ediyor.. Hastasıyım..

*: Orhan Gencebay'ın hazırladığı müzikler de son derece güzel..
**: Ayrıca hala sansürsüz bir dvdsi çıkmış değil..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.