True Grit


'10 yapımı Ethan ve Joel Coen filmi True Grit, klasik bir öykü olmasının yanı sıra, hiç gereği yokken yeniden yükselişe geçen western türünün de son yıllardaki eli yüzü düzgün örneklerinden..

Hikayesiyse kısaca şöyle: Babası öldürülen daha 14, 14, 14, 14 yaşında olan Mattie, intikam almak için şef Rooster'la anlaşma yapıp yola çıkar, katilin peşindeki diğer adam LaBoeuf'la (Beowulf'un kısaltması gibi tınlıyor..) anlaşamasalar da sonunda iyi bir "ekip.." olurlar.. Kötüler cezalandırılır, hayat normale döner, ve fakat Mattie bu olayı hiç unutmaz, zira nişanesini alıp, gazi olmuştur..

Öncelikle western, sonrasındaysa genel olarak Hollywood'u saran "bireysel adalet.." kavramıyla ciddi problemlerim var ve Amerika'nın "adaleti hukukçulara bırakmak yerine siz sağlayın.." sosuna bulanmış her türlü filme karşı ciddi önyargılarım var, sevemiyorum.. Neredeyse her evinde silah bulunan bir ülkede böylesi filmler çekilmesi son derece normal ancak, yaklaşımın ne kadar sakat olduğunu ayrıca belirtmeme gerek yok sanırım.. Filmdeki Mattie de, bu anlayışın kanlı canlı, ve küçük örneklerinden, ama ne gam?? Sürekli mahkemelerden, avukatlardan bahseden kızımız nasıl da intikam doluymuş oysa.. İşin ironisi de burada, adalet sistemimiz var, ancak yeterli değil: Parayla şef ayarlamak zorunda kalmak da kötü olmalı sahiden ve geçen onca yıla rağmen, hala düzelememiş bir sorun..

neysse,, dağıldım yine: Film kendini sıkmadan izletiyor, Jeff Bridges ve Matt Damon döktürüyorlar, egzotik güzel Hailee Steinfeld da üzerine düşeni çok iyi yapıyor..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.