L'Illusionniste


'10 yapımı Sylvain Chomet filmi L'Illusionniste ne yazık ki çok da başarılı bir film değil..

Tati'nin orijinal senaryosunu binbir zorlukla kullanabilme iznini alan Chomet filminin hikayesi kısaca şöyle: Tatischeff illüzyonistlikle hayatını kazanmaya çalışırken sürekli o iş senin bu iş benim geziyor; yolunun düştüğü bir İskoç kasabasında peşine Alice adlı bir kız takılıyor, birlikte Edinburgh'ta bir otelde kalmaya başlıyorlar, Tatischeff para kazanmakla uğraşırken, Alice genç bir kadın olmakla meşgul.. Finale geldiğimizde iki karakter de farklı noktalara savruluyorlar..

Öncelikle, Chomet denilen kompleksli Fransız'ı (oww, nefret söylemi..) hiç sevmediğimi ve Les Triplettes De Belleville'in bu filmden daha iyi olduğunu belirteyim..

Filmin Tati filmlerinden pek de bir farkı yok: Mon Oncle göndermesi iyi olmuş.. Senaryo en az 50 yıllık, pek de bir değişiklik yapılmadan günümüz sinema diline uyarlandığında bi çeşitli mesajlar filme biraz fazlaca kalın yedirilmiş: Özellikle illüzyonistliğin (ya da genellersek sirk kültürünün..) modasının geçtiğini daha incelikli bir şekilde işleyebilirdi sanırım Chomet: Özellikle palyaço ve vantrilok karakteri bu açıdan son derece sorunlu bana sorarsanız.. Beri yandan yavaş yavaş tüketim toplumu etkilerinin görülmeye başlanması da Alice üzerinden işleniyor işlenmesine de, bunun da karakter olarak Alice'i iticileştirme gibi bir etkisi oluyor-
elime geçse de iki tokatlasam diye düşünmedim değil filmi izlerken..

Bir de sanırım Chomet, ışık oyunları yapmayı öğrenmiş: Sürekli ışık değişimi yapmasının bir sebebi olmalı zira: Neredeyse her sahnede bir ışık oyunu görmekten içim şişti..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.