Yellow Submarine


George Dunning'in adını Beatles'ın aynı adlı şarkısından alan klasik-kült-ötesi '68 yapımı filmi Yellow Submarine, aynı zamanda kariyerinin (de..) son filmi.. Beatles üyelerinin filme pek katkıları yok aslında: Zira, karakter seslendirmeleri başka aktörler tarafından yapılıyor (ki, bununla ilgili şahane bir gönderme de var filmde..), ancak Beatles üyeleri filmin sonunda kısacık da olsa, görünüp kendi sesleriyle konuşuyorlar..

Hikayeyiyse şu şekilde: Film daha prologda "anlatıcı ciddiyetini.." tiye alarak akmaya başlıyor-
bir örneğini big Lebowski'de de gördüğümüz şekilde: Pepperland adında olağanüstü bir cennet var, denizlerin 80.000 fersah altında: İnsanlar oldukça mutlular, çünkü Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band, onlar için sürekli şarkılar çalıyor ve Pepperland'i de koruyorlar.. Ve fakat, Mavi Cimriler (meanie/s olarak geçiyor filmde, genel olarak "kötü.." bi anlam ifade etse de, karakterlerin Yahudi-parodisi olarak (da..) işlendiği düşünüldüğünde daha bir anlamı karşılıyor gibi "cimri.." kelimesi..) Pepperland'e saldırıyorlar: Bu saldırıda kullandıkları "silah.."larsa şunlar: Deliler, palyaçolar, göbeklerinde kocaman bir ağız bulunan Kapıcı Türkler, anti-müzik füzeleri ve heybetli uçan eldiven.. Saldırı başarıya ulaşıyor ve müziksiz kalan Pepperland sakinleri taşlaşıyorlar, bir kişi hariç: Yaşlı Fred.. O da Sarı Denizaltı'ya binip, yardım çağırmak üzere yola çıkıyor..
Jenerik akıyor ve şarkı giriyor..

İngiltere'ye gelen Fred, önce Ringo'yu takip etmeye başlıyor ve sonrasında tüm ekiple birlikte Pepperland'i kurtarmak üzere yola çıkıyorlar.. Yol boyunca çeşitli şeylerle karşılaşan üyelerimiz, sonunda Pepperland'e varıyorlar ve sevgiyle Cimriler'i yenip, Pepperland'i eski müzikli günlerine kavuşturuyorlar..

Öncelikle film gerçekten bi lsd tribi tadında ilerliyor: Hatta Frankenstein göndermeli sahnede parodisi bile yapılıyor: Frankenstein lsd'yi içtikten sonra John'a dönüşüyor, John, "Ringo, çok tuhaf bir rüya gördüm.." diyor, Ringo'ysa, "aç karnına içme diye seni uyarmıştım.."la diyaloğu tamamlıyor..
Görsel açıdan fecii psychedelic olan Yellow Submarine, göndermeleri (kimler/neler yok ki..) ve tashihli esprileriyle sürekli güldürüyor.. Esprileri Türkçe'ye anlamlarını kaybetmeden çevirmekse pek de mümkün değil: Kendimi en başarılı bulduğum ansa, "bugün günlerden ne??" sorusuna "sitartesi.." (sitarday..) gibi bir çeviri önerdiğim an olmuştu misal, hey gidi..

Filmin göndermeleriyse oldukça fazla: Frankenstein, King Kong, L'arrivee D'un Train A La Ciotat'nın meşhur seyircinin üzerine gelen tren imgesi, Marilyn Monroe, Mandrake, Joan Crawford, Einstein, Phantom görsellerinin yanı sıra, Beatles'ın kendi şarkılarındaki imgeleri de canlandırıyor..

Filmin başka (hatta en..) bir güzel kısmı da, Beatles şarkılarına çektiği klipler: Hepsi birbirinden güzel olan şarkılara eşlik eden görüntüler de olağanüstü ancak, Eleanor Rigby, şarkıyı da çok sevdiğim için, çok "başka.."

Lsd almadan tribini (hem görsel, hem işitsel, hem de geyik kısmı..) yaşatan, mükemmel bir halüsinojen Yellow Submarine: Manifestosu da cabası..

*: Zemeckis tarafından remakeinin de hazırlandığını belirtelim..

"Yes, they do look very nice, don't they??"
"Yes, they do.."
"They do, though, don't they??"
"Yes, they do.."
"Don't they, dough??"
"Dough??"
"Don't ask.."
"That's dough.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.