Mad Monster Party??


Jules Bass'in '67 yapımı kült animasyonu Mad Monster Party??, fecii camp yapısıyla zaman zaman oldukça itici bir hal almasına rağmen, yine de sevilmeye devam edilen, birçok yapıma esin kaynağı olmuş, garip bir film..

Hikayesi kısaca şöyle: Baron von Frankenstein, "oğlu..", gelini ve asistanı Francesca'yla şatosunda mutlu bir hayat sürmekte: Başka bir yeğeni var, insan: Eczacı Felix.. Frankenstein her şeyi yok eden bir ürün geliştiriyor.. Ve Dünya Canavarlar Organizasyonu'nun başkanlığını zirvedeyken bırakmak istiyor.. Bir davet ayarlıyor, kimler yok ki: Dracula, Gill-Man, Kurt Adam, Görünmez Adam, Jekyll-Hyde, Notre Dame Kamburu, Mumya..

Bu karakterlerin bir kısmı, Nosferatu'yu andırır bir şekilde gemiyle Frankenstein'ın adasına gidiyorlar: Aynı gemiye Felix de biniyor (ancak diğer konuklardan daha geç varıyor..) Frankenstein, konuklarına halefini açıklıyor, ancak bu tepkilere sebep oluyor: Francesca'yla Dracula hemen bir anlaşma yapıyorlar, ancak Felix devreye girince bozuluyor araları.. Filme assolist olarak katılan King Kong sonrasında, Frankenstein iksirini kullanıyor ve film Francesca'yla Felix'in mutlu sonuyla bitiyor-
son sahnesi bu açıdan çok güzel filmin: Francesca insan olmadığını, Frankenstein'ın yarattığı bir makine olduğunu söylüyor, ancak Felix, "hiçbirimiz mükemmel değiliz.." diyerek bunun önemli bir şey olmadığını belirtiyor..

Filmin espri/parodi anlayışı zaman zaman hakkaten feciileşiyor: Kurt Adam'a "manikür yaptırmalısın.." diyen (ve her cümlesini zorlama kahkasıyla bitiren..) Gelin'den tutun (ki, Kızıl Haçlı korkunç bir esprisi daha var..), dişlerine törpüyle bakıp yapıp, sağlamlığını kontrol eden Dracula'ya (bi ara sivri dişlerinden bile oluyor..), kendini korumak için eline meşale, sol elineyse bir bitki alıp Özgürlük Heykeli formuna bürünen Francesca'dan, sargıları takılan Mumya'ya, ikide bir kafası kopan (ve berbat tiratlar atan..) Yetch'e kadar sabrınızın test edildiği anlar oldukça fazla-
slapstick anlara hiç girmiyorum..

Ama işte, diğer yandan, filmin oldukça sempatik bir yönü de var: Karakterleri ve hepsinden önemlisi, "ucube.."ler geçidindekilere kucak açan yapısı: Bu açıdan Tim Burton'a oldukça ilham vermiş olan film, espri anlayışıyla da The Simpsons'a kadar uzanan yolun öncüllerinden.. Rocky Horror Picture Show'un da Mad Monster Party??'den tema olarak oldukça faydalandığını da belirtmek gerekiyor..

Filmin öncelikli olarak çocuklara yönelik hazırlanmış olması en büyük handikabına dönüşüyor.. Biraz daha cesur olabilseydi, alacağımız keyif birkaç kat artabilir, bir yandan severken, bir yandan burun kıvırmazdık-
gelin gibi, eheh..
Umutlarımı remakeine saklıyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.