Hotaru No Haka


Isao Takahata'nın '88 yapımı dramı Hotaru No Haka, insanın içine oturan yapısıyla oldukça etkileyici..

İkinci Dünya Savaşı sıralarında, babası asker olan iki kardeşin, annelerini hava saldırısı sırasında kaybetmelerinin akabinde giriştikleri hayatta kalma mücadelesini anlatan filmin, zaman zaman oldukça zorlayıcı sahneleri var: Beni ağlamanın eşiğine kadar getirip bırakan sahneyse, Setsuko annesinin yaralandığını öğrendiğinde, Seiko'nun onu neşelendirmek için antrenman barında taklalar atması, ancak küçük kızın ona bakmayıp, ağlamaya devam ettiği bölüm olmuştu: Annelerinin kardeşinin yanına giden iki kardeş, başlangıçta hoş karşılansalar da, zamanla nefret objelerine dönüşüyorlar.. Bu zor (ve aşağılayıcı..) durumla baş etmeye çalışan kardeşler, sonunda nehir kenarındaki bi yere gidip, orada yaşamaya başlıyorlar.. Seiko, kardeşi için canını tehlikeye atıp, hava saldırıları sırasında sığınaklara giden ahalinin evlerini soysa da, bu yeterli olmuyor..

Aslında filmin yapısı, duygu sömürüsüne son derece açık: Özellikle çocuk karakterlerin kullanılması bu yapının daha da salya sümük bir ton kazanmasına hizmet edebilirdi.. Ancak, filmin derdi iki çocuk üzerinden milleti ağlatıp, Amerika'ya lanet kusmak değil.. Filmde Amerika'nın lafı bile geçmiyor, "düşman.." olarak kimseyi görmüyoruz, Independence Day'deki gibi "hadi gidip uzaylı tekmeleyelim..", ya da Sezercik'in Kıbrıs'ta geçen şu an adını hatırlayamadığım filmdeki gibi berbat cümleler duymuyoruz, beri yandan "ülkesi için.." savaşan Japon asker de görmüyoruz..

Filmin iki çocuk için başlayan ağıdı, aslında tüm siviller için.. Ateş böceği metaforu burada devreye giriyor-
bu noktada, Hotaru No Haka'yla bu yönden oldukça benzeşen başka bir filmi de anmak gerekiyor: Lakposhtha Parvaz Mikonand.. O filmde Bahman Ghobadi, Hotaru No Haka'dan da zor bir hikayeyi, Irak Savaşı devam ederken mayın, bomba vs.. gibi şeylerle yaralanıp, sakat kalan çocukların hayatını -üstelik gerçek oyuncularla, duygu sömürüsüne bulanmadan anlatabiliyordu..

Duygusal açıdan çok ağır, ama çok güzel bir film.. Metal kutudaki şekerlemeler gibi: Böylesine ii çok az film varken, Setsuko'nun yaptığı gibi elimizdekilerin değerini bilmek gerekiyor..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.