Desperate Living


John Waters'ın '77 yapımı filmi Desperate Living, Punk Story olarak da biliniyor; Waters'ın favori filmlerimden biri, birisi ve "kutlama.."lar için süfer bi seçim-
bu hafta '09'u kaparken, aklıma geldi: Son gün de Rocky Horror Picture Show'u yazıcam :))

neysse,, film: Yemek olarak farenin servis edilmesiyle açılıyor film ve jenerik akıyor.. Sonrasında müthiş bi karakter olan Peggy'yle tanışıyoruz: Fecii derecede nevrotik/paranoyak olan Peggy, zaman zaman ataklar geçiriyor, misal, olaylar dizisi beyzbol (böyle de Türkçeleştirme çabası..) oynayan çocukların topunun odasının camını kırmasıyla başlıyor, bunu kendine yönelik bi suikast olarak algılayan Peggy söyleniyor, sonrasında yanlış numarayı arayan kişiye bi güzel haddini bildiriyor ve kendisine iğne yapmak isteyen kocasını "beni öldürüyor.." diyerek, Grizelda'nın yardımıyla öldürüyor ve kaçıyorlar..

Grizelda ve Peggy, sonrasında polisle karşılaşıyorlar ve tutuklanmamak için onun tacizlerine ses çıkarmıyorlar ve -yine, polisin tavsiyesine uyarak Mortville'e doğru yola koyuluyorlar.. Mortville, bi distopya profili çiziyor: Grizelda ve Peggy, ya da Mole gibi kanun kaçakları kadar, nüdistlerin de olduğu, genel olaraksa "ayak takımı.."nın yaşadığı bi yer.. Ve oranın faşist kraliçesi de Queen Carlotta-
ki, John Waters külliyatı her ne kadar Divine'ı disko kraliçesine dönüştürse de, benim favorim hep Edith Massey olageldi, ki bu rolü de kendisi canlandırıyor..
Kendisinin kızı var Coo-Coo, ki, Coo-Coo (filmdeki isimler cidden olağanüstü fonetik açıdan, eet..) nüdistlerden bi çöpçüyle ilişki yaşıyor-
"seni düşünerek 14 kez mastürbasyon yaptım..", "her sümüklü mendil, ayrıldıktan sonra ne kadar ağlayacağımızı düşündürüyor.." gibi muhteşem aşk sözcükleri var ikilinin..
Tabii ki Carlotta bu ilişkiye izin vermiyor-
ki, Coo-Coo Pamuk Prenses parodisi..

Bu arada, Peggy ve Grizelda da aşk yaşamaya başlıyorlar, daha doğrusu Peggy'nin içindeki lezbiyen uyanıyor.. Kraliçe, sırf halka eziyet olması için Backward günü ilan ediyor ve herkesler geri geri yürüyüp, kıyafetlerini ters giyiyor.. Mole'sa piyango ikramiyesini almak için Baltimore'a gidiyor ve orada cinsiyetini değiştiriyor.. Coo-Coo'nun sevgilisi kraliçenin adamları tarafından öldürülüyor ve Peggy, Coo-Coo'nun onun evinde saklandığını askerlere söylüyor ve Peggy ve Coo-Coo, kraliçenin huzuruna çıkarılıyor.. Coo-Coo gang-bangle ve vücuduna kuduz mikrobu enjekte edilerek cezalandırılırken, Peggy kraliçenin sağ kolu oluyor..

Bundan sonra, lezbiyen tayfamız, sarayı basıyor ve faşist yönetime son verip, Carlotta'yı ziyafet yemeği olarak hazırlayıp, yiyorlar-
ki, cidden şahane bi final-
"eö, film sistemi eleştiriyor tabii.."ye girmeyi filan düşünmüyorum, ahah..

Filmin esprileri olağanüstü, göndermeleri de: Ki, kötü kraliçe-ii kız hikayesi, ya da Peggy'nin dönek olması filan, tanıdık temalar.. Onun dışında Mole'un sevdiği kadın için cinsiyet değiştirmesi, o bundan hoşlanmayınca penisini kesmesi de hoş bi güzellik.. Ayrıca Carlotta'nın askerleriyle olan "bizarre.." deneyimleri ya da, Muffy'nin (genel olarak herkeslerin..) nemfoman hali, lezbiyen bardaki göğüsler için glory hole bölmesi de hoş düşünülmüş ayrıntılar.. Oyunculuklar tabii ki abartılı, ve fakat filmin içinde sırıtmıyorlar, Carlotta'ya hastayım o ayrı da, Peggy rolünde Mink Stole (ki, Waters'ın fetiş oyuncularından..) cidden süfer..

Çok seviyorum bu filmi ben.. Öyle işte..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.