Boogie Nights


Dirk Diggler'ın Jack tarafından keşfedilişi, yükselişi, yükseldikçe şişen egosu ve bunun getirisi düşüşü izliyoruz ana hikaye olarak: Film, Diggler'ı merkezine alsa da, diğer karakterlerin hikayesi de, en az onun kadar ii çizilmiş: Özellikle Amber'ın hikayesi fecii dokunuyor.. Rollergirl ya da Scotty J..'nin de hüzünlü yanları var -hep..

Filmin ilk bölümü komedi sularında dolaşırken, ikinci yarısında keskin bi viraj alıyor: İçinde oldukları porno sektörünün tüm yapaylığını özümsemiş ve belki de bu sayede (kokainin yardımını da es geçmemek kaydıyla tabii..) gerçeklik duygusundan (algısı??) uzaklaşmış karakterler, "gerçek.."le karşılaştıklarında farklı tepkiler veriyorlar: Dirk, şişen egosu sonucu kovulunca arabasına bindiği çocuua "ben Dirk: Tanıyor musun??" diyor, aldığı "hayır.." cevabının ertesinde "Dirk Diggler.." diye yeniden soruyor; fiyatını 20$'dan 10$'a kadar çekiyor: Ve fakat onu zirveye çıkaran devasa penisi, o anda ona ihanet ediyor..

Jack'se video kaset furyasına yenilen bi film yapımcısı: Gösterişli porno filmlerden, ucuz video filmlere kadar düşüyor; gencin biri, birisi "zaten filmlerin bi boka benzemiyordu.." dediğindeyse kendini kaybedip onu dövüyor; Rollergirl'se bu "ucuz.." genci hiç çıkarmadığı patenleriyle cezalandırıyor.. Amber'sa, porno oyuncusu olduğu için çocuunu göremiyor; Buck'sa, hep hayalini kurduğu hi-fi dükkanını açmak için -yine, porno oyuncusu olduğu için kredi alamıyor-
finalde görece tatminkar bi şekilde mutlu olan karakterleri görürken, en çok Buck'a sevinirken buluyorum kendimi..

Sıcak ve ii bi film, müzik ve oyunculuklarsa olağanüstü..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.