Saw II


Birkaç günlük arada, ne yapacağımı düşündüm açıkçası: Başka filmlere geçsem mi, yoksa Saw'ı mı izlesem diye.. Ve sonunda Saw serisini sıkılana kadar izlemeye karar verdim.. İlk kez izlediğim Saw II beklediğimden de kötü çıktı, hatta kapatmayı düşündüğüm noktada filmi durdurup, kahve, sigara molası filan verdikten sonra filme devam ettiğimde şaşırdım: Zira filmin en yavaş, yavan ton kazandığı andan itibaren bir twist tufanı alıp da başını gidiyor: Ve ta-ta: Manevi kızımız Amanda sahneye çıkıyor..

neysse,, Jigsaw'ın ölüp ölmediğini de bilmediğim için hikaye özetinde herhangi bir yanlışlık olursa şimdiden sori..
Jigsaw'ın ölmeden önceki son çalışması, bir polis memurunu hedef alıyor: Matthew, zamanında kirli işler çevirip, birçok kişiyi suçsuz yere hapse tıkmış bir polis.. Jigsaw ne yapıyor?? Tüm o sahte kanıtlarla hapse tıktığı kişilerle Matthew'ın oğlunu bir evde buluşturuyor: Bu sırada da Matthew'ı deniyor.. Ancak ondan birkaç adım önde olan Jigsaw, Matthew'ı tuzağa düşürüp manevi kızı (Ülkü'nün diye devam edesim geldi bir an..) Amanda'nın kollarına bırakıyor..

Şimdii, filmin altı delicesine dolu bence: Ya da, bugünlerde her şeyde öyle saçma bağlantılae bulmak ve kurmakla meşgulüm ki, film de bundan payına düşeni alıyor haliyle: Ancak, ilk Saw yazısında da belirttiğim gibi, Saw II'nun da fecii bir günah-kefaret ayağı var: Hatta öyle ki, Jigsaw bir ara toplum psikolojisine dair tespitlerini ortalığa saçmadan duramıyor, edemiyor: Neymiş efendim, yaşama isteğimizi kaybetmişiz..
Öncelikle toplum psikolojisinin yorumlanması gibi şeyler beni hiç cezbetmiyor: Hatta Zizek'i de en çok bu yüzden sevmem.. Ancak, Jigsaw'ın bunu söylemesini neye bağlamalıyız?? Dahası, Matthew'ın sahte delil hazırlamasını, diğer kadın polisin konuşarak (bürokrasi..) her şeyin hallolacağına dair telkinleri ve fakat tek işe yarayanın "kaba kuvvet.." olduğunun -bir kez ve kimbilir kaçıncı kez, daha farkına varılması.. Eh, bunlar Amerika'dan yıllardır dinlediğimiz öyküler değil mi?? Batı Cephesi'nde Yeni Bir Şey Yok yani..

Beri yandan Jigsaw'ın aynı tespiti yaptığı filmdeki (bence..) kilit cümlenin öncesindeki Darwin göndermesi de karşılığını kişilerin hapsedildikleri evde buluyor: İsmini hatırlamak için efor sarfedemeyeceğim adamımız, handiyse film boyu evrim teorisinin kanıtı gibiyken, twistle birlikte yere serilmesiyle, bilgilere sahip obskürantik Amanda'yla, "en zayıf halka.." olan Matthew'ın hayatta kalışı da manidar bir şekilde ironik..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Hristiyan incancındaki bilmemne cart curt kurallarıyla ilgili gerilim filmine, saw'u tercih ederim.

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.