The Woman In Black



'12 yapımı James Watkins filmi The Woman In Black, olanca vasatlığından twisti sayesinde görece uzaklaşabilen eski usul bir yapım.. Harry Potter'ın "bakın artık yetişkinim.." demek için atladığını düşündüğüm filmde yeni hiçbir şey yok: "Evet, korkunç bir şey olacak.." müziği, ani ses efektleri, yaşlı ve izbe evler filan.. 

Film şu şekilde akıyor: Harry Potter (filmi yaklaşık iki saat önce izledim, ancak ismi aklımda kalmadı..), karısını doğum sırasında kaybetmiş bir baba.. Hukuk bürosunda çalışıyor, sahibi ölen bir evin satış işlemlerini tamamlamak için oraya gidiyor.. Gittiğinde tabii ki korkunç olaylarla karşılaşmakta gecikmiyor..

The Woman In Black, seyircinin beklentilerine uygun adım giderken, final sahnesiyle ters köşeye yatıyor.. Çünkü biliriz ki, climaxte huzur bulan hayalet/ler, artık gönül rahatlığıyla öteki dünyaya geçiş yapabileceklerdir.. Fakat The Woman In Black'te öyle olmuyor, "asla affetmeyen" hayalet, mesaj vermek/travma-acılarından kurtulmak için insanları terörize etmiyor, bildiğin intikam almak için bu şekilde davranıyor"muş.." Aslında perdede de karşılığını buluyor bu fikir, ta ki, korku filmlerinin konvansiyonel mutlu sonunu, başka bir mutlu sona dönüştürene kadar..

Korku filmi manyakları illa ki izleyeceklerdir, biz de bu gruptan olduğumuz için dayanamadık haliyle.. Gelgit sahneleri muhteşemdi bir de..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.