Rosemary's Baby


Polanski'nin Apartman Üçlemesi'nin ikinci filmi olan Rosemary's Baby, Ira Levin romanından uyarlama: Üçlemedeki diğer filmlerden farkıysa karakterin paranoyasının sebebi: Diğer iki filmde karakterlerin kendilerinden kaynaklanan bi "sorun.." varken, bu filmde baş karakter (ve bikaç kişi..) hariç, neredeyse tüm apartman sorunlu..

Hikayesi şu: Rosemary ve Guy, yeni evli bi çift, ve yeni bi eve taşınıyorlar: Adam oyuncu ve fakat şansı o kadar da ii diil: neysse,, Minnie ve Roman bu yeni çifte dadanıyorlar: Gayet zararsız görünen çift Rosemary ve Guy'ı yemeğe davet ediyorlar.. İsteksiz bi şekilde giden Guy, ertesi akşam yeniden gitmek istiyor komşularına.. Ve sonraki süreçte bişiiler olmaya başlıyor: Guy, seçmelerde alamadığı rolü, seçilen kişinin sakatlanması dolayısıyla alabiliyor..

Rosemary hamile kalıyor, ve fakat aynı gece çok tuhaf bi kabus görüyor.. Satanist ayin esnasında Şeytan'la sevişiyor: Ertesi sabah uyandığında vücudunda çeşitli izler gördüğünde kocasına soruyor ve o da "sarhoştum, kendimi kaybettim.." gibisinden şeyler söylüyor.. Hamileliği boyunca gideceği doktoru Minnie ve Roman'ın tavsiyesiyle değiştiriyor Rosemary ve onların önerdiği doktora gidiyor: Sancısı oluyor Rosemary'nin, doktora göre bunlar normal: Pelvisi genişliyor zira: Minnie'nin her gün kendisine getirdiği karışımı içiyor filan.. Yakın dostlarından bi adam (imdb'ye bakmaya üşenmek..), ve partisine gelen arkadaşları Rosemary'ye bazı şeylerin "tuhaf.." gittiğini söylemesiyle Rosemary şüphelenmeye başlıyor: Ve fakat, o arkadaşıyla görüşeceği gün adam hastanelik oluyor ve yolda Minnie'yle karşılaşıyor Rosemary-
Minnie bu sahnede cidden fecii bi korku figürüne dönüşüyor..

Endişelenmeye başlayan ve parçaları birleştiren Rosemary, bi Şeytan klanı olduğunu fark ediyor, muhtemelen kocası da o klana katılmış vaziyette.. Çıkış yolu arayan Rosemary, ilk görüştüğü doktora gidiyor (randevu alması o kadar kolay olmuyor tabii..) ve aynı gece apar topar kocası ve Roman tarafından eve getiriliyor.. Ve çocuu doğuyor..

Çocuunu bi süre göremiyor Rosemary ve fakat bi akşam diğer daireye bağlanan odadan geçtiğinde klanı karşısında buluyor: Önceden sakladıkları sırrı, artık Rosemary'den saklamıyorlar..

Film/oyunculuklar hakkaten olağanüstü, Rosemary'nin tek başına/arada kalmışlığı/hissi seyirciyi de bi zaman sonra içine alıyor..
Filme iki türlü yaklaşmak mümkün tabii: Rosemary'nin tarafındayken, olanlar hakkaten katlanılmayacak kadar korkunç, kocası yalan söylüyor, dahası onu Şeytan'a sunuyor, tüm komşuları onu kontrol etmeye çalışıyorlar filan.. Bu sıkışmışlık hissini Mia Farrow gayet ii yansıtıyor..

Diğer açıdansa ergenliğinde vaktini bolca Okültizme ayıran bi kişi için filmin değeri bikaç kat daha artıyo haliyle :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.