May


'02 yapımı May, ne çok ii, ne de çok kötü, öyle arada bi yerde kalmış film.. Sorunu da, olaylar çok hızlı bi şekilde geliştiği için inandırıcılık sorunu yaşaması.. Önce hikayesini anlatiym, sonra bu kısmı yeniden ele alırım..

Film, ismini aldığı May'in seri katile dönüşmesini anlatıyor: Küçükken göz tembelliği yüzünden tek gözü kayan May, uzun yıllar bu "sorun.."la yaşadığı için kendine güvensiz, silik bi tip olarak kimselerin dikkatini çekmiyor.. Bi hayvan hastanesinde çalışan May'in tek arkadaşı, annesinin küçükken doğum gününde armağan ettiği Suzie adında bi bebek-
ki, o bebek de cam bi kutunun içinde duruyor sürekli..

May, bi çocuktan etkileniyor, bu öncekiler gibi diil: Onu kendine aşık etmek için çeşitli yöntemlere başvuruyor: Yeni aldığı lenslerle gözü eskisi gibi kaymıyor, çamaşırhanede 2 tane makine dışındaki tüm makineleri çalıştırıyor, hatta bi kafede çocuk uykuya daldığında May, yüzünü çocuun eline sürüyor-
filmin en can yakan sahnesi bu..

Ve tanışıyor çocukla: Ancak, farklılar.. Çok hem de: Çocuk da tuhaf şeyleri seviyor, hatta çektiği kısa film tutkusunu birbirini yiyerek gösteren bi çifti konu etmesine rağmen ("parmağın bi ısırışta koparılabileceğini sanmıyorum.."), May'in "tuhaf.."lıklarını "tuhaf.." bulabiliyor: May öpüşürken onu ısırdığında çocuk gidiyor..

May'le aynı hastanede çalışan diğer kızımızsa lezbiyen ve hayat dolu: May'den kedisine bi süre bakmasını istiyor-
ki, bu sahnedeki İngilizce esnekliği filmin en komik anlarını hazırlıyor..
Son derece aktif bi cinsel hayatı olan bu ablamız, May'i de baştan çıkarıyor ve sevişiyorlar.. Ertesi gün May, ona ziyarete gittiğinde evde bi başkasının olduğunu görünce yıkılıyor..

Kimsesi olmayan May, engelli çocuklara eğitim veren bi okulda gönüllü bile oluyor: Gözleri görmeyen bi kızla yakınlaşma çabası, okula götürdüğü Suzie'nin parçalanmasıyla son buluyor.. Erkek arkadaşı da bi daha görüşmemelerini söylediğinde May, önce kediyi öldürüyor, sonra bankta tanıştığı ve May'le arkadaş olmak isteyen bi çocuu evinde öldürüyor.. Ve cadılar bayramı geliyor..

Gerisini çok da yazmayayım ve fakat, film May'in kendine beden parçalarından yaptığı -yeni, bebeğinin yüzünü sevmesiyle son buluyor..

Filmin işlediği konu, daha doğrusu May karakteri oldukça ii işlenmiş sahiden.. Ve fakat, başlangıcında kağnı hızında geliş/emey../en olaylar, filmin ortalarından sonra öyle bi hızla akmaya başlıyor ki, May'e inanmakta zorlanıyoruz-
en basiti: Bu kadar ani bi şekilde öldürmeye karar verebilen bi karakter, çocuun evinin önünde beklerken, evdekilerin kendisi hakkında söylediklerini duyduğunda neden ağlamayı tercih ediyor-
dramatik yapıya hizmet etmekiçin: Eet, doğru cevap..

Suzie'nin parçalandığı sahne, May için dönüm noktası oluyor: O zamana kadar en yakın arkadaşı olan Suzie'yi kaybeden May, ilk cinayetini o gece işliyor-
işlemesine de, sembolizmi abartısız sevenler, Suzie'nin camını çatlatarak mesajlar vermesini filan çok ilkel bulabilirler-
bulduk, eet..

neysse,, ortalama bi film May, kaçan bi fırsat hakkaten..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.