Shi


'10 yapımı Chang-Dong Lee filmi Shi'yi annemin yüzünden izledim: Pek de merak etmediğim filmi, annem "şiirsel.." bulduğu için bana da bilet alıp, gelmem için ısrar etmişti.. E kıramıyorsun haliyle, oturup izledik.. İkimiz de sıkıldık..

Hikayesiyse kısaca şöyle: Kore'de bir lisede 6 çocuğun aylar süren tecavüzü sonucu bir kız öğrenci intihar eder ve cesedi nehrin kıyısına vurur.. Bu sırada o tecavüzcü "çete.."nin üyelerinden bir tanesinin küçüklüğünden beri şair olmak isteyen anneannesi de alzheimer belirtileri göstermeye başlar: Şiir kursuna yazılan kadın, bir ay boyunca hem şiirle, hem de çevresindekilerle baş etmek zorunda kalacaktır-
sana gizem yaptım..

Anlamlı bulanlar olmuştur belki, ancak cidden fazlasıyla uzun bir süreye sahip bir film Shi: Üzerine de benim hiç hazzetmediğim şiir güzellemeleri, şair sayıklamaları ve -yine, şiiri eklediğimizde film boyu oflamaktan, oturma pozisyonumu değiştirmekten fenalıklar geçirecek duruma gelmiştim.. Bu kadar pastoral kasıntılara hiç gerek olmamasına, dahası elinde sağlam bir toplumsal eleştiri kozu bulundurmasına rağmen, bunu "romantik.." metaforlara boğması, izleyicinin modunu düşürüyor..

Oysa, gayet feminist okumalar yapılabilecek bir filmden bahsediyoruz: Üstelik Kore (genelleyelim: Uzak Doğu..) gibi, kadınların -görece, geride durdukları bir ülkede.. Filmin bu çıkış noktası, onu hakikaten çok başka (sert de demek istedim bir yandan..) noktalara götürebilecekken, şiir "olay.."ıyla öylesine vakit kaybediyor ki, arada söyledikleri de handiyse duyulmaz hale geliyor..

*: Bu yazıyı Bourbon Princess - Stopline eşliğinde yazdım..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.