'04 yapımı Shaun Of The Dead, olağanüstü bi film.. Bu ortada da, şu var: Komedi filmiyle ilgili bişii yazmak cidden zor.. "Güldük, hatta gül gül olduk.." bitti, bu kadar.. Aksi gibi, bugün de 3 tane komedi filmi şeyedicem..
Hikayesi şu: Shaun ve Ed, bi arkadaşlarıyla birlikte aynı evde yaşamaktalar.. Ve fakat, Ed'den Shaun'un ev arkadaşı da, kız arkadaşı da şikayetçi.. Shaun'sa ondan ayrılma konusunda pek de istekli diil.. Sevgilisinden ayrılıyor filan.. O sıralarda Shaun'un görmezden gelebildiği zombiler, artık her yerdeler.. Önlem alıyorlar.. Shaun, Ed, Shaun'un annesi, sevgilisi, ve sevgilisinin iki arkadaşı saklanıyorlar.. Zamanla kayıpları olsa da, finalde Shaun, sevgilisi ve zombi Ed yaşamlarına devam edebiliyorlar.. Mutlu son..
Film, zombi kültürünü tiye almıyor aslında.. Zombilerin üzerinden Romero'nun toplumsal eleştiri katmanını sıyırıyor sadece, ancak bunun dışında Braindead gibi tür klişelerini ters-yüz etmiyor.. Sadece romantik-komedi formatını zombi diyarında anlatıyor.. Ve bunda da fecii komik olabiliyor-
simon Pegg ve Nick Frost ikilisini bi arada görmek ve gülmeye hazır olmak Spaced'den kalan güzel bi alışkanlık :))
Fecii İngiliz olan film mizahının büyük bölümünü de bu durumdan damıtıyor.. Ahah, Shaun ve Ed'in bahçede karşılaştıkları kadın zombiye davranışları, arabayla çarptıkları zombinin ii olup olmadığını sormak için durmaları, Shaun ve Yvonne'un ekibindeki herkeslerin geçiş sırasında selamlaşması, David'in soğuk İngiliz duruşu vs.. süfer anlar.. Leitmotifler de oldukça işlevsel ve komikler ve tabii ki kriket sopasını da unutmamak gerekiyor..
- Kill the queen..
- What??
- The jukebox..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder