White Material


Claire Denis'nin son filmi White Material, Afrika'da bi kahve plantasyonu etrafında gelişiyor.. Ülke ismi vermekten kaçınan film, bu yönüyle çok daha evrensel bi boyut kazanıyor haliyle: Zira, kahve yerine x'i, ülke yerine de y'yi koyduğumuzda öykünün anlatmak istediği değişmiyor..

Hikayesiyse şu şekilde gelişiyor White Material'ın: (Muhtemelen eski Fransız sömürgelerinden biri, birisi olan..) Bi ülkede isyan vardır: Film başladığında ordunun geri çekildiğini duyuyoruz: "Piçler.." karşı atağa geçiyorlar haliyle.. Ve kahve plantasyonunu işleten Maria'nın kasabaya inişini izliyoruz: Önce minibüsün arkasında, sonrasındaysa içinde kendine yer bulabilen Maria'nın (aslında koca bi toplumun..) bikaç günde hayatının nasıl değiştiğini flashbackler aracılığıyla izliyoruz..

Ordu geri çekilmeye karar verdiğinde Maria'nın işçileri plantasyonu terk ediyorlar.. Helikopterler bile kendisi için gelip, askerler "burayı terk edin.." diyor.. Tabii ki, bunu sorun yapmayan Maria, kasabaya yeni işçiler bulmak için iniyor-
yolda, kendisini durduran çocuunun beden öğretmenine rüşvet bile veriyor..
Bu sıralardaysa, "piçler.."in liderlerinden Boksör, Maria'nın evine sığınıyor.. Maria, yeni bi işçi grubu toparlayıp plantasyona geliyor, bi gün çalışıyorlar: Ve fakat, evin diğer çocuklarından bi tanesi kabloları kesiyor..
Ve Manuel: Evi "ziyaret eden.." iki "piç.."in peşinden giden Manuel, tecavüze uğruyor-
filmin bu kısmını Denis, sadece ufacık bi imgeyle (ve bi sözle..) özetliyor.. Ve bu, Manuel'i (Maria'nın rüyasındaki adamın deyişiyle..) "köpekleştiriyor.."
Maria'nın kocasıysa, plantasyonu şerife satıp, Fransa'ya kaçma planları yapıyor ve kasadan paraları çalıp yok oluyor: Maria'yı şerife bırakarak..
Eve gelebilen Maria, Andre'nin babasını öldürüyor..

Bu öldürmenin bikaç sebebi var haliyle: Öncelikle, Maria'nın "bu.." hale gelmesinin/bu halde olmasının tek sebebi o: Plantasyon Maria'nın olmamasına rağmen, kendininmiş gibi çalışıp didinen Maria, Fransa'ya dönmek istemiyor: Dönerse ne yapacağını bilemiyor..
Ayrıca, Henri, sistemi temsil ediyor bi yerde: Her şeylerden uzak (Maria'yı adeta bi maşa gibi kullanıyor..) ama, her şeyler de onun-
borcu olsa bile: "Sahip olmak.."tan vazgeçtiğinde, Maria'nın geride kalacağını biliyor.. Buna izin verdiği, Maria'ya ihanet ettiği için Maria, onu öldürüyor-
buz gibi bi şekilde..

Film, erkeklerin arasında adeta kapana kıstırdığı Maria üzerinden iktidar ilişkisini çok güzel özetliyor..
Ayrıca hikayenin üçüncü dünya ülkelerinde geçmesi ve Maria'nın Fransa'ya dönmek istememesi gibi sebeplerin dışında, erk kullanımıyla diğer davranışları da Maria'yı feminizmden çok uzağa savuruyor haliyle: Finale doğru Maria'nın Henri'yi öldürmesi bi "uyanış.."ın diil, intikamın sembolüne dönüşüyor-
bunlar ve filmdeki diğer imgeler yüzünden, filmin tam da bi anarka-feminist bakışın ürünü olduğunu iddia etmek mümkün olsa da, açıkçası ben Denis'nin bu bakışı, anarka-feminizmi incelemek (hatta eleştirmek..) için kullandığını düşünüyorum..

Film, sadece anarşist yaklaşımını çok ama çok net bi şekilde ortaya koyuyor: Finalinde de bu yüzden "piçler.."e adanıyor.. Süfer bi film White Material..

Isabelle Huppert'se olağanüstü -hep: Ayrıca sıkı bi soundtracki var filmin..

*: Bu yazıyı Der Baader-Meinhof Komplex soundtrackinin en sevdiğim şarkısı olan Shahbesuch eşliğinde yazdım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.