The Wrestler


Aronofsky'nin son filmi The Wrestler, Fountain'ın gişede iki seksen yatması dolayısıyla daha mainstream bi proje haliyle-
sinema tarihi bu tür facialar ardından ülkesine geri dönen, film çekemeyen, memur yönetmene dönüşen (ki, bunun son örneği de M. Night Shyamalan oldu..) kişilerle dolu..
Bu bakımdan Wrestler'ın daha "kolay.." bi anlatısı ve çoğu kişiyi etkileyecek dramatik bi yapısı var, lakin kazın ayağı pek de öyle diil..

Randy adlı güreşçimiz 80lerde altın çağını yaşamış biri, birisi: Ama sonrasında hayat onun için pek de ii gitmemiş: Haftasonları çeşitli gösterilere çıkarken, geri kalan zamanlarında markette çalışıp, striptiz kulübüne giderek geçiriyor: Kirasını bile ödemeyediği dönemleri oluyor filan.. Bi de kızı var, uzun zaman önce terk ettiği..

Pam adlı ablamızsa Randy'nin müdavimi olduğu striptiz kulübündeki "kız.."lardan biri, birisi ve fakat, işler onun için (de..) eskisi gibi diil: Müşteriler kendisini pek beğenmiyor, diğer kızlar iç çamaşırlarında banknot koyacak yer bulamazken, bu ablamız bahşiş alamıyor pek.. İşte bu iki "modası geçmiş.." insan birbirlerini bulmaya çalışıyorlar..

Randy bi gösteriden sonra kalp krizi geçirip, üzerine de açık kalp ameliyatı olunca güreşi bırakmasını salık veriyor doktor, Pam'in tavsiyesine uyan adamımız kızıyla kötü olan ilişkisini düzeltmeye çalışıyor ve fakat, o da olmuyor.. Ve Randy ringlere geri dönüyor.. Pam de işi bırakıyor filan..
Bildiğin klişe çorbası: Artık işlene işlene eprimiş bi hikayenin böylesine etkileyici olabilmesini birden fazla etkene bağlamak mümkün, de sadece bi-iki noktaya değinip geçicem: Mickey Rourke faktörü.. "E aynı Mickey'nin hayatı.." şeklindeki paralelliği film, lehine çevirmekte son derece başarılı..
Ve sinematografisi: Hakkaten teknik açıdan ii bi iş Wrestler.. Ancak, bu bile fecii klişeye bulanmış yapıyı perdelemeye yetmiyor..

Dahası, filmin son sahnesi dahi öylesine "görkemli kaybedenler.." soslu ki, etkileyici olması gereken bu sahne fecii yapay hale geliyor: Randy-Ayatollah (ülke metaforu..) karşılaşmasının da tesadüf olmasını diliyorum.. Öyle işte.. Beni fena halde sıkan bi film Wrestler.. Marisa Tomei'nin "üzgün striptizci.." "şov.."unu izlemektense, Planet Terror'ın açılış sahnesindeki Cherry Darling şovunu tercih ettiğimi de belirtiym :))

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sen yorum yazdığını mı zannediyorsun şimdi bu yazıyla. daha filmin hissiyatına bile inenememişsin.

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.