Alice In Wonderland


Tim Burton, uzun bi süre bekletti bizi bu film için: Aslında filmin beklentilerimizi karşılamayacağı, daha projenin Disney'in kanatlarının altında başlamasından belliydi.. Ve fakat, kendi adıma böylesine "kötü.." bi film beklemiyordum..

Burton, filmin çekim süresinde olsun, gösterime girmesine az bi zaman kala olsun, "bu.." filmin diğer Alice uyarlamalarıyla, hatta doğrudan serinin iki kitabıyla çok da bağlantılı olmadığını söylemişti.. Ve fakat, ortaya çıkan sonuç, hakkaten ama hakkaten fecii..

Film, Edward Scissorhands'i andıran bi sahneyle açılıyor, Alice (hep aynı..) kabusu gördüğü gecelerden biri, birisinde uyanıyor ve babası da onu uyutmakla beraber, ona çeşitli trükler yapıyor vs.. Sonrasında Alice'e evlenme teklif etmek için bi seremoni düzenleniyor ve beyaz tavşanımız ortaya çıkıyor.. Alice de -yeniden, onu takip edip kovuktan aşağı düşüyor.. Ve yeni bi maceraya atılıp mutlu sona ulaşıyor..

Açıkçası, filmi Johnny Depp ve olağanüstü dansı ve karizması da kurtaramıyor.. Çekimler boyunca en çok eğlendiği belli olan kişiyse kuşkusuz Red Queen rolündeki Helena Bonham Carter-
ayrıca nasıl eğlenmesin ki: O, alabildiğine kitschlik içinde yüzerken enerjisi perdeden bize de geçiyor: Filmde bayıldığım tek şey kendisi oldu..
Beyaz kraliçe karakteriyse sadece 3 jest ve bikaç mimikle oynuyor ki, feciiden de öte.. Cheshire Cat süfer tabii.. Filan..

Filmin en can sıkıcı yönlerinden biri, birisi de efektlerin zayıflığı hakkaten.. Koca filmde "süfer.." diyebileceğim tek bi plan bile bulamadım kendi adıma.. Öyle yani.. Uzun yazmanın bi alemi yok..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.