Batoru Rowaiaru





'00 yapımı bi film (açılışa gel..)

Hikayesi kabaca şu: Aynı sınıfta okuyan 40 öğrenci, bi okul gezisi sırasında uyutularak ıssız bi adaya götürülüyorlar.. 2 de nakil öğrenci (hocaları öyle tanıtıyo..) var: Kawada ve Kiriyama.. Askerler ve bi adam geliyo ki, 7. sınıftaki öğretmenleri Kitano: Kendisi bıçaklandığı için öğretmenliği bırakmış ve anlaşılan çok daha sevdiği bu yeni kariyerine başlamış-
bununla ilgili bi sahne var finalde, gelicem-
hatta şimdi geliym: Noriko'nun rüyasında Kitano "önceden öğrencilere tokat atardık, şimdiyse dokunamıyoruz bile.." gibisinden laflar ediyo..

Çünkü Japon hükümeti yozlaşmalara karşı böyle bi önlem almış, gençler için bi hayatta kalma programı düzenlemeye kadar veriyo.. Her sene seçilen bi sınıf bu ıssız adaya getiriliyor, çok az su, yemek, harita, pusula, kalem ve rastgele dağıtılmış silahlarla (makineli tüfek/şok tabancasından, tencere kapağı/dürbüne kadar geniş bi skalası var..) 3 gün boyunca birbirlerini öldürüyorlar.. Tek kişi kalana kadar: 3 gün sonunda kimse ölmezse, bu defa boyunlarında taşıdıkları verici devreye giriyor ve sağ kalanların hepsini öldürüyor: Bununla da bitmiyor tabii kurallar: Adada 2 saatta bi (sonradan saatte bi olacak şekilde güncelleniyo..) "tehlikeli bölge.." adı verilen lokasyonlar değişiyo, o bölgede bulunursanız -yine, verici devreye giriyo ve bom!!-
ki, bunları biz de bi videodan izliyoruz ki, ablamız gayet "normal.." bişiiden bahsediyormuş gibi konuşuyo, fecii plastik bi tanıtım videosu: Bildiğin reklam filmi :))

Daha ilk bikaç dakikada iki kişi ölüyo.. Sonrasında teker teker çıkarak adaya dağılıyorlar ve yine iki kişi ölüyo.. Finalde kazanan aşk oluyo..

Şimdi, kalabalık oyuncu kadrosuna sahip filmlerde karakter derinliği sağlamak hakkaten zor zanaat, ki, kimse de 42 karakterin hepsi için ayrı ayrı derinlemesine oluşturulmuş profiller beklemiyor: Ve fakat, bu çok kolay handikaba dönüşen bişii: "En azından birer cümleden oluşan hikayeleri olsun.." düşüncesi filmi sikip atıyor-
watchmen'de de aynı sorun var..
i) Sınıf arkadaşlarını gözünü kırpmadan öldüren kızın (Mitsuko..) annesinin fahişe olması, gelen müşterinin kendisini taciz ederken onu merdivenden yuvarlaması, basket maçını kazanan sınıfının sevincine ortak olamaması..
ii) Bomba yapan grubun liderinin bi akrabasının ülke ülke gezip devrim için çalışması..
iii) Annesi küçükken terk eden, babası intihar eden çocuun (Shuya..) iilik timsali olması..
iv) Bi önceki yarışın galibi olan çocuun (Kawada..) sırf sevgilisinin öldüğünde gülümsemesinin nedenini araştırmak için programa yeniden katılması..
v) Küçükken geçirdiği kaza sonrası beyninde hasar oluşan çocuun (Kiriyama..) duygusal hiçbişii hissedememesi sebebiyle yarışmaya katılması-
eheh, bu bilgiyi filmin mangasından öğrenmiştim: Hey gidi..
malesef ki, karakter oluşturmaya yetmiyo.. Dahası çok sıkıcı anların müsebbibi olabiliyo..

Şiddet sahneleriyse oldukça ii: Kill Bill vol.1'da aklımızı başımızı alan Chiaki Kuriyama'nın neden Go-go olduğunu bu filmde anlayabiliyoruz..

Filmin, açılışındaki yazılardan dolayı toplumsal eleştiri filan yapacağını sanır/beklerken, zaman geçtikte dozajı artan romantizm mide bulandırmaya başlıyo.. Ve bittiğinde karşınızda bi aşk filmi buluyosunuz..

Filmin toplumsal yapıya dair eleştirisi oldukça yüzeysel, dahası bi noktadan sonra esamesi bile okunmuyo: "Kimseye güvenme..", "kaçın.." gibi alışık olduğumuz mesajlara değinmiycem de, filmin sonuna doğru Shuya'nın yetişkinlikle ilgili söylediklerine The Breakfast Club'da Allison'ın "büyüdüğünde kalbin ölür.." repliğiyle cevap veresi geliyo insanın..

1 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.