Die Höhle Des Gelben Hundes


Meditatif film..

Açılış sahnesi bile oldukça etkileyici, tema müziği ve filmde kullanılan müzikler şahane -söylenen şarkılar da..
Nasnaa'nın ve diğer iki küçük kardeşin performansları da oldukça etkileyici... Zochor zaten Cannes'da en iyi köpek ödülünü almış-
nasıl bi kategoriyse artık..

Nasnaa'nın okumak için gittiği şehirden dönmesiyle birlikte, hikayemiz başlıyor.. Tezek toplamaya çıktığında Zochor'u bulan Nasnaa, onunla arkadaş oluyor.. Babasının şehre gittiği bi gün, sürüyü otlatırken/güderken Zochor kayboluyor, onu aramaya dalmışken, sürü kendiliğinden geri dönüyor, annesi Nasnaa'yı aramaya çıkıyor..
Nasnaa bu sırada yaşlı bi kadınla karşılaşıyor ve onun evinde kalıyor, annesi gelene kadar..
Yaşlı kadından Sarı Köpeğin Yuvası (filmin Türkçe ismi bu..) hikayesini dinledikten sonra eve dönüyor..
Babası geliyor, aile ertesi gün taşınmaya başlıyor-
ve fakat baba, Zochor'un da onlarla birlikte gelmesi konusunda ayak diriyor-
kim kazanıyor, bilin bakalım, ahah..

Filmin üç şahane sahnesi var:
i) Anne, çelik kaçerolası kırıldığında kocasından yeni bi tane almasını istiyor.. Baba da plastik olanlardan alıyor.. Önceki gibi olduğunu sanan anne, onu ısınan yemeğin içinde bırakır.. Sonuç, malum-
ahah, bu sahneyi ilk gördüğümde "işte modernizm eleştirisi azizim.." diye düşündüm sanırım: Şimdi bloga şey ederken o kadar da ilginç bulamadım, neysse,,
ii) Aile taşınırken, "yaklaşan seçimlerde oy kullanın.." sloganlı bi kampanya arabası geçiyor-
bu hala ilginç ve güzel ve gerekli bulduğum bi enstantane..
iii) Reenkarnasyonla ilgili hakkaten büyüleci bi sahneyi barındırıyor..
Yalnız, filmde bi koyun derisi yüzme sahnesi vardı ki, kötü yani..

Film, dokundu hakikaten bana.. Sevdim.. Sevimli, amatör ve sıcaktı..
Beel istiyorum bi de..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.