La Piel Que Habito



'11 yapımı Pedro Almodovar filmi La Piel Que Habito, son derece rüküş bir film.. Almodovar'ın son dönemdeki çoğu filmi gibi benzer temaların iddialı kadrajlarla kolajlanmasından fazlasını bulamadım..

Filmin hikayesi lineer olarak şöyle: Marilia, iki farklı adamdan iki çocuk dünyaya getirmiş bir hizmetçi.. Oğullarından biri evin sahibinden, ki ünlü bir plastik cerraha dönüşüyor büyüdüğünde.. Diğeri ise başka bir adamdan ve "sorunlu.." Sorunlu çocuk Robert'in eşiyle yakınlaşıyor, birlikte kaçıyorlar, araba kaza yapınca Robert'in eşinin vücudu yanıyor, Robert onu tedavi etmeye çalışırken eşi intihar ediyor.. Bir süre sonra Robert'in kızı tecavüze uğruyor ve adamımız da intikam almaya karar veriyor..

Tim Burton Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street'i çekerken"kanlı" film çekmek istediğinden bahsetmiş ve ortaya ucube bir şey çıkmıştı.. Almodovar'ın filmindeki tıraş etme sahnesinde aklıma Tim Burton geldi.. Senaryosundaki intikam arzusu, psikopatlık ve twist bağlamında Oldboy'la yarışabilecek düzeyde olan La Piel Que Habito, ne yazık ki, görsel açıdan taşıdığı onca ihtişama rağmen, son derece vasat..

Filmde, çoğu Almodovar filmindeki gibi bir "her şeyden bahsetmeliyim.." tadı alıyorsunuz.. İşte bu her şeyden bahsetme arzusu, filme zarar veriyor: Hiperaktif bir çocuk gibi odaklanma sorunu yaşıyor film: Evet, hepsinden birer tutam var: Bir kadının trajedisi, bir genç kızın trajedisi, bir baba-cerrahın trajedisi, tecavüz eden gencin trajedisi, bir anne-hizmetçinin trajedisi, intikam arzusu, baba-cerrahın eserine olan tutkusunun intikam tutkusunu yenmesi, tecavüz edenin tecavüze uğrama trajedisi, yeni kimliğin kabul edilme süreci, esere olan tutkunun gözleri kör etmesi, geçmişe dönüş arzusu vs.. vs.. Film o kadar çok şeyi konu ediyor ki, hepsini anlatmaya çalışırken odaklanamıyor.. Odaklanamadığı gibi, kimi zaman kaş yapayım derken göz çıkarıyor..

Her şeyden önce bireysel adalet tarafında saf tutarak son derece yanlış yapıyor film: Üstüne üstlük bunu cinsel kimlik üzerinden işleyerek son derece cinsiyetçi okumalara kapı aralıyor: Tecavüz gibi bir suça öngörülen "ceza", bir insanın cinsiyetini değiştirmek oluyor ki, 21. yy hadım etmesinden başka bir şey değil.. Filmin bu bölümleri "fikir.." olarak perdede son derece catchy dursa da, sorunlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor.. Meseleye eleştirel bakabildiği tek nokta, Vera'nın Robert'ten intikam aldığı sahne.. Onun dışındaki 6 yıllık sürecin ayrıntılarını anlatırken, hiçbir eleştirel doneye rastlayamıyoruz.. Bir de tabii "hak" meselesi var: Zengin olmanız, evinizde ameliyathanenizin olması gerekiyor tabii hak aramak için.. Filmde polisin olduğu tek sahneyse, "fakir" bir annenin kaybolan oğlunu aradığı ve polisin "ceset ortadan kaybolmuştur.." beyanından ibaret.. Röh..

Falan filan..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.