Lezbiyen Kimlikle/r: Loving Annabelle


Çeşitli sebepler (sevgiliden ayrılma vs..) dolayısıyla uzun, çok uzun bir aradan sonra yeni bir seçkiye başlayabiliriz artık-
hem atlatmışken kimi şeyleri.. Biraz da tepki olarak ortaya çıktı Lezbiyen Kimlikle/r seçkisi.. "Karşı.." cinsin sebep olduğu hayal kırıklıkları, yoksunluk krizleri vs..yle boğuşurken film izlemeye devam ettim, bununla birlikte itiraf etmeliyim ki zaman zaman fecii sıkılıyordum izlerken-
"evet, şurada şöyle olacak..", "son anda kurtaracak.." vs.. neysse,, derken pek de sıkı bir takipçisi olmadığım bir alana yöneldim: Lezbiyen karakterleri konu eden filmlere.. Ancak bir animasyon, bir true-crime seçkisinde olduğu gibi literatüre pek de hakim olmadığımdan bu seçkide herhangi bir sıralama yok.. İzlediğim sırayla yazacağım filmleri..

'06 yapımı Katherine Brooks filmi Loving Annabelle'se, koyu bir Katolik okulunda geçen bir dram: Simone, okulun demirbaşlarından: Kendisi de bu okulda okumuş, sonra öğretmen olunca geri dönmüş, unutamadığı bir lezbiyen aşkı var, bununla birlikte "straight.." takılıyor şu sıra.. Derken şimdiye kadar iki okuldan atılmış Annabelle, okula bomba gibi düşüyor: Tipik bir isyankar-liseli profili çizse de, içinde aşka dair kuvvetli hisler var ve hocasına açılmak için her yolu deniyor-
hatta çoğu zaman taciz statüsünde davranışlar sergiliyor..
Olaylar gelişiyor ve çiftimiz seviştikten sonra ayrılıyorlar, çünkü ihbar edilen Simone tutuklanıyor..

Öncelikle bu tür "gay.." filmlerde alışık olduğumuz gibi, filmde herkes eşcinsel ya da olduğunu fark etmek üzere-
alt-türe dair tespit.. Eh, bunun sebebi de senaryoyu kaleme alanların, yönetmenlerin büyük kısmının eşcinsel olması ve gündelik gerçek hayattan biraz daha farklı bir dünya inşa etmeleri.. Bundan nasiplenen filmin daha büyük sorunları da var: Öncelikle hikayesi hiç de inandırıcı değil: İster Annabelle'in, ister Simone'un, ister nevrotik-lezbiyen okul yöneticisinin üzerinden ele alın, film vasat kalıyor.. Tüm film boyunca kurban olan Simone, finalde bir kez daha kurban olunca üzülüyorsunuz belki ama, hepsi bu kadar..

Ayrıca Annabelle özelinde çizilen aşık portresi de son derece havada kalmış durumda-
bunda oyuncunun beceriksizliğini de hesaba katmalıyız..
Mizansenlerin son derece zorlama olduğunu da belirtmeme gerek yok sanırım: Karakterler onca duygusal iniş yaşayıp da, bu duygulardan bir tanesini bile seyircisine geçiremeyen bir filmden bahsediyoruz..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.