1. Yaş Filmi: Film Socialisme


Evet, Yucinematek artık bugün bir yaşında: Bu bir yıllık süre boyunca 29 kısa, 6 orta ve 235 uzun metraj film yazısıyla, toplamda 270 filmlik bir sayıya ulaştık-
bu yazıyla birlikte 271 olacak..
Yeniden herkese çok teşekkür ediyorum..

Filmekimi bünyesinde izlediğim Godard'ın '10 yapımı Film Socialisme'i biraz olsun çözebilmek için, sosyalizm olgusuna değil, bir önceki uzun metraj-başyapıtlarından Notre Musique'e bakmak gerekiyor: Bunun sebeplerine geçmeden önce, iki filmin de, isimlerinin o konuyu (müzik/sosyalizm..) anlatmak için seçilmediğini, film sırasındaki bir cümleden alıntılandığını belirtmek gerekiyor: Her ne kadar ben de başlangıçta "nerde benim sosyalizm üzerine makale-filmim??" diye düşündüysem de, film aktıkça rahatladım..

Film, teknik açıdan önceki Godard filmlerinden herhangi bir farklılık taşımıyor, Godard alametifarikaları yabancılaştırma unsurlarının tekmili birden üzerinize üzerinize geliyor, bu açıdan da film, Godard-fetişistlerinin beklentilerini fazlasıyla karşılıyor-
bu parafı anneye de itlaf etmek gerek, bir yandan..

(Kahve molası..)
Tıpkı Notre Musique gibi, üç bölümden oluşan film -yine, onunla benzer temalarda geziniyor: Adamın filmografisi sürekli bu kafa yormalarıyla geçse de, Notre Musique ve Film Socialisme birbirine temas eden, zaman zaman da birbirini tamamlayan filmler..

Film Socialisme'in konusuna gelirsek, filmin üst metninin ilk bölümü mavi tura çıkmış yolcuların enstantanelerine yer veriyor, ikinci bölümse birkaç karakter etrafında şekillenen çeşitli kavramlara dair sorular/cümleler şeklinde ilerlerken, son bölümüyse ilk bölümde gezilen 6 yere dair çeşitli arşiv görüntüleri ve söylemlere ayrılmış..

Sartre'dan Derrida'ya, Genet'den Beckett'a, Geothe'den Heidegger'a Shakespeare'e bir sürü yazara dair yapılan göndermeler bir yana, görsel kolajlardan da bolca yararlanan filmin ilk bölümü savaşların, katliamların kalıntıları üzerine inşa edilen şehirleri son derece lüks bir gemiyle gezinen insanların, gündelik yaşam pratikleriyle kafa yordukları meselelerin tezatlığını son derece etkili bir biçimde ortaya koyarken, savaş ve katliamların insanlık vicdanında ne kadar yer kapladığına son bölümde yer veriyor..

Para, ilk bölümün etkili temalarından biri tabii: İspanya'dan, Filisten'den kaçırılan paralara ne olduğu, onlarla ne yapıldığına dair sorgulamaları alakasız görüntülerin üzerine bindiren Godard'ın, Hollywood'un kuruluşuna dair yaptığı tespiti filmin (muhtemelen..) en çok tartışılan konularından biri, birisi olacak, eğer Amerika'da yaygın dağıtıma çıkarsa/-abilirse..

İkinci bölümse aralarındaki yakınlığı çözemediğim bir grup insanın konuşmalarından Avrupa'ya dair bir kesit çıkarıyor: Daha çok sanat üzerinden tespitler sunan bu bölüm de, yine parasal mevzulara girdiğinde aklıma tabii ki, birkaç yıl önce patlak veren küresel krizle birlikte, Avrupa'yı şu sıralar pençesine alan mali krizler ve kurtarma planları geldi: Bunun dışındaki özgürlük ve eşitlik temaları da Avrupa'nın geçmişi ve bugününe dair not edilesi mottolarla işleniyor..

Son bölümse çeşitli savaşlar ve katliamlar görmüş 6 yere dair kolajlardan mürekkep, ve Godard, bu bölümde doğrudan tüm insanlığın vicdanına sesleniyor.. Filmin en önemli bölümünü oluşturan bu pasajla film de bitiyor, çok güzel bir iş: Godard, yine bildiğimiz gibi yani..

1 yorum:

salihcan sezer dedi ki...

sıfırdan yaratılan gerçekten özel bişey bence bu. umarım birinci yaşı gibi diş çıkardığı, yürüdüğü hatta okula gittiği günleri de görürüz. kutlarım.

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.