Microcosmos: Le Peuple De L'Herbe


'96 yapımı Microcosmos, Claude Nuridsany, Marie Pérennou'nun ortaklaşa yönettikleri büyük bir proje.. Benimse genellikle uykum olmadığında uyumak için seçtiğim filmlerden-
sesini kısıyorum tabii..

Küçük bir çimenlikteki çeşitli böceklerin yaşamlarına odaklanan belgeselde birkaç cümle dışında dış-ses kullanılmıyor: Ki zaten bunun sebebi de belli: Görselliğin etkisini azaltmamak: Hatta film görsel gücüne öylesine güveniyor ki, tv için değil de beyaz perde için hazırlanıyor: Gösterime girdiğinde de öyle büyük bir etki oluşturuyor ki, bazı sahneleri antolojilere dahi giriyor-
"özellikle.." hangisini kastettiğimi tahmin ettiniz sanırım..

neysse,, aradan geçen yıllar ve özellikle Life adlı devasa belgesel-dizi filmin görsel gücünü oldukça azaltmış olsa da, "ilk.."lerden olması filmi hala benzersiz kılmaya yetiyor da artıyor.. Herhangi bir konusu olmayan, dahası herhangi bir porno filmin dahi sahip olduğu belirli bir kurguya dahi sahip olmayan filmin ana temasının yaşam döngüsü olduğunu söyleyebiliriz: Açılış ve kapanışın da başkalaşım sahnelerine ayrılması dolayısıyla: Yan temalar olarak, zorluklarla mücadele, kavga (iktidar: eheh..), üreme vs..ye yer veren filmin, "film.."den ziyade kolaja daha çok benzediği de aşikar: Sahnelerin birbiri ardına episodik bir şekilde dizilmesi izleme keyfini azaltıyor..

Ve bir eleştirim de, ses kurgusuna olacak yalnız: Ayrıntılı ses miksajıyla, abartılı ses miksajı arasında bence ciddi bir fark var ve fakat filmin ses ekibi bunun farkında değiller muhtemelen: Zaman zaman stüdyoda yaratılmış hissi veren "yapay.." sesler de izleme keyfini azaltan başka bir etmen..

-yine, neysse,, gelelim filmin asıl gücüne: Film genel olarak yakın-plan çekimlerden oluştuğu ve bu planların da korkunç derecede "yakın.." olması dolayısıyla gösterime girdiği her yerde büyük bir beğeniyle karşılanmıştı.. Hakikaten de olağanüstü bir işçiliğin yer aldığı filmin sahnelerini izlerken etkilenmemek mümkün değil.. Bununla birlikte stop-motiondan ve çeşitli efektlerden de yararlanan film, araya giren genel-planlarla konudan uzaklaşsa da, çok çok özel görüntüler sunuyor.. Size de keyfini çıkarmak kalıyor..

Salyangoz sahnesinin "bu.." kadar beğenilmesinde sevişmelerinin insan sevişmesini andırmasının ve dün biraz didiklediğim porno ve erotizm ayrımından erotizm ayağını temsil etmesinin payını yadsıyamayız: Yoksa uğur böceklerinin "pornosu.." da gayet şık bence..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.